13 Nisan 2013 Cumartesi

Julian assange ve wıkıleaks tamamen tiyatrodur.Yazan/yöneten ABD dir.

Şu cesur Julıanın misafirinede bak hele.Siyonistlerin kuklası lady gaga ucubesi bizim köfteden hero muzu ziyaret ediyor.http://www.gazeteport.com.tr/haber/113645/lady-gagadan-assange-ziyaret
İki köftehor birde dünya basınına poz veriyorlar.
Julian Assange en az lady gaga kadar kukla bir heriftir.Bütün o gizli belgeleri ifşa ediyorum olayı tiyatrodan başka bir şey değildir.Sen kalkıp gizli devlet belgelerini ifşa edeceksin Hilary clinton kürsüye çıkıp belgeler doğrudur diye show yapacak.Sanada ceza kesilmeyecek? Üfürükten bir cinsel taciz davası ile dünya kamuoyun da karalanacaksın,sonrada gidip ekvotora sığınacaksın.Haksızlığa uğramış mazlum kahraman rolleri keseceksin.Lady gagada sana ziyarete gelecek.Pasta,börek getirecek.Bu nasıl sığırımsı bir beyinden çıkmış oyundur yav.Allah cezanızı verecek elbet.
Oyun şudur arkadaşım;Julian Assange adındaki eğitilmiş kuklanı fırına süreceksin.Sözde devlet sırrı belgelerini bu kuklana ifşa ettireceksin.Sonrada dünya basınında belgelerin doğru olduğunu söyleyip kuklanı lanetleyeceksin.Kuklan mazlum kaçak rolleri keserken sende aynen tiyatrona devam edeceksin.Taa ki Julian kuklası yeni belgeleri açıklamakla tehdit edene dek bu oyun sürecek.Amaç gizli belgelerini elinde bulundurduğun devletleri kibarca tehdit etmek.Amaçların birden fazla olabilir.Ben kısaca bunun altını çizdim.
Şeytani ABD nin tiyatrosu bakalım hangi perdesini açacak. Bu sefer Julian ibnesiyle hangi bölümü oynayacaklar hep birlikte izleyeceğiz.

Gece gece bana bu yazıyı yazdırttın Julian.Kahrol emi.

11 Nisan 2013 Perşembe

Amerikadan eğitimli ünlü kişisel gelişimci(!) facebook sayfasından beni engellemiş.

Çok basit bir soru sormuştum oysa ve oldukçada kibardım.Şu an hatırladığım haliyle sorum şuydu;
Singularitiyen yaklaşımlar ve  insanların zihinlerini olan bitene karşı duyarsızlaştırmak,köleleştirmek için ortaya sürülen yeni çağ kişisel gelişim teknikleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Cevap;Öykücüm kim daha rahat ve huzurlu yaşıyor ona bakmak lazım..;=))))) Ben bu halime sen o haline devam et..

Sevgi içindeki şu kişisel gelişimciye bak hele.Ne kadar hoş bir cevap.Benim halimi facebook taki sorumdan görebilen guruya bak hele.Aşmış.Ama neyi aşmış?

Gayet açık soruma kendi bakış açısından cevap vermek yerine korku içinde beni engellemiş.Yorumsuz.

Singularity üzerine bir yazı yazacağım.Kişisel gelişimle nasıl bir bağı var onuda yazacağım.Bir-iki kişi bile uyansa kar kardır.

Ben o yazıyı yazarken siz şu yazıya bir göz atın derimhttp://agresifmelekler.blogspot.com/2013/02/yeni-cag-pozitif-dusunce-ogretisinin.html



Öptüm şekerim.

İYİ UYKULAR İNSANOĞLU.SEN UYURKEN BEN DÜNYAYI BECERECEĞİM.(israil)

İsrail,Amerika,İngiltere,Fransa ve türevleri o kadar gelişmiş,o kadar şahane ülkelerdir ki bebekleri öldürmek onların yüksek gelişmişlik(!) haklarıdır.



10 Nisan 2013 Çarşamba

Gelişmiş ülke sıfatında ki ülkeler dünyayı gelişmişlik adı altında sömürüyor,öldürüyor.

Gelişmiş ülke ne demektir?

Günümüzde bunun cevabı;uzaya anlamsız seyahatler yaparak eli boş dönmek yada öyleymiş gibi göstermek,uzaylılar var diyip diyip hiç bir uzaylı gelipte varım ben lan işte buradayım demediği halde inatla var onlar,sesleri geliyor duyuyoruz,satürnden osuruk sesleri geldi demek,onlarla ısrarla medyumik iletişime geçmek ve bunun üzerine kitap yazıp konferans vermek,eşcinsel sapkın evlilikleri destelemek,kadın-erkek ilişkilerinin boka sardığı,özgür seks yapan,bağımsız ama her gün intihar etmek isteyen insanlarla dolu şehirlere sahip olmak,israilin inatla filistin benimmmm ulan doğrayacam hepsini demesine destek vermek,silah,asker göndermek,medyada desteklemek,alt mesajlarla dolu şeytani,politik bir fikri beyinlere ekmek için hipnotize edici çokkkk büyük bütçeli filmler yapmak,afrikanın kökünü kurutmak için elinden geleni ardına koymamak,tohumların genetik yapısıyla oynayıp bunu dünyaya satmak ama saf,kaliteli tohumu kendi bankanda saklamak ve böylelikle tohum köleleri yaratmak,bilimsel çalışmalar altında doğanın dengesini bozmak (Haarp),yine bilimsel gelişmeler adı altında koca bir yalan olan ilaç sektörünü yaratarak insanları ilaç kölesi yapmak,bedava elektrik,petrolsüz yaşam olduğu olduğu halde bunu engellemek gelişmiş(!) ülke demek oluyor.Liste uzar gider.Kısacası insanlığın,dünyanın ağzına sıçmak gelişmiş ülke olmak demek oluyor.

Sıklıkla şunu duyuyorum,okuyorum.İslam ülkeleri hep geride kalıyor çünkü bilime önem vermiyor,kaynak ayırmıyor.Bağnaz bir din,bilimi sevmiyor.Uzaya gitmiyor,gelmiyor.Zar etmiyor zurt etmiyor.Ne yapsın bu islam ülkeleri kardeşim ne yapsın!?Üzerine salınan terörle,savaşla,bombayla,medyatik,biyolojik,psikolojik saldırılarla uğraşmaktan fırsatmı kalıyor uzaya gitmek?Uzayınıza soksunlar sizin.Hem ne var lan uzayda? Ben cevap vereyim bir bok yok.Uzay ve uzaylı kavramı insanların algılarını bozmak için ortaya atılmış bir oyun.O kadar yani.Koca bir sıfır.

Sizin gelişmiş ülkeler dediğiniz yerler sizi öldürüyor haberiniz yok.Dünyayı yok ediyorlar.Politik,sosyal,ruhsal olarak pençelerini geçirmişler sizi bir güzel beceriyorlar.Onlara hizmet eden sinema ve medya sektörü ile size büyük,çirkin yalanlar söylüyorlar.
Soruyorum size son yıllarda hangi ciddi hastalığa çare bulundu? Kanser,şeker hastalığı,tümör,felç vs.. Patır patır ölüyor insanlar.Özellikle kanserden her gün birileri toprağa giriyor.Neden bu çok gelişmiş ülkeleriniz osuruk sesleri gelen satürnle ilgilenmektense bu hastalıklara çare aramıyorlar? Bunun yerine insan klonlama,robot insan projelerine büyük bütçeler ayırıyorlar.Yukarıda bahsettiğim tohum işine yine büyük kaynaklar ayırıyorlar.Peki silah sektörüne ayırdıkları kaynağa ne demeli?Amaçları yine bencilce kendi ırklarını ve sapkın inançlarını yüceltmek.Sanmayın ki klonlamayı yada genetik kodları çözdüklerinde sizede bu bilgiyi verecekler.Avucunuzu yalarsınız.İlk fırsatta sizi ya yokedecekler ya da besili hayvanları olacaksınız.Onların bilimden anladığı budur.Nasıl daha yüksek teknoloji üreterek kölelerimize köle katabiliriz.Bizden olmayanları nasıl yokedebiliriz.Mantıkları bu.

Siz kendi kültürünüzden,inancınızdan tiksinerek yaahhhh islam bizi engelliyor gelişemiyoruz diyerek uyduruk uzaylı hathorların,adromedanın,siriusun peşinde amaçsızca koşarken her dakika her saniye biraz daha yozlaşıyorsunuz.O gelişmiş şeytani ülkelerin istediği kıvama geldiniz.Ağzınız açık gökten sizi kurtaracak bir gemi görmek için geceleri dua ediyorsunuz.Size kötü bir haberim var.Öyle bir gemi hiç gelmeyecek.İstediklerini aldılar.Ruhunuzu o gelişmiş ülkelere sattınız.Hayırlı olsun.Sizin için zerre üzülmüyorum.Elinizin altındaki bilgiyi göremeyecek kadar körsünüz.İslam sizi engellemiyor.Sistem sizi ENGELLİYOR.Asırlar öncesinden yapılan bir planın kölesiyiz hepimiz.Ama ikiye ayrılıyoruz;ruhunu satanlar ve satmayanlar olarak iki ayrı taraftayız.

Kıçınızı kaldırıpta bilimsel çalışmalar yapmamanızın nedeni islam değil bu orospu çocuğu düzendir.İslama bok atıp duranlar sistemin en ateşli köleleridir.O beyinlerinizi süs diye taşımaktan vazgeçip biraz araştırıp zorlarsanız,islamın ilime,bilime verdiği muazzam değeri görürdünüz.Zaten amaçda buydu.Beyinlere ince ince işlenen islam karşıtlığı ile güçlü islam ülkelerini içerden bitirmek.Lakin herşey daha yeni başladı..................!

Hathor size girsin.Bu yazıyı buraya kadar okuyan varsa öptüm onu.






30 Mart 2013 Cumartesi

MEL GİBSON'A YAPILAN YAHUDİ TACİZİ

Cesur yürekmişsin gerçekten Mel Gibson.Çektiğin film kadar gerçekmişsin be kardeşim.
Adam İsanın Çilesi filmiyle yahudilerin kıçına battı.Ardından sarfettiği siyonist karşıtı sözler ile fişi çekildi.
''Dünyada ki tüm savaşların nedeni yahudilerdir'' diyince çizdiler bu cesur aktörü.
Filistini dünyanın gözü önünde doğrayan israil Mel Gibsonımı susturamayacak.Satılmış medya da bu ırkçı yahudilere bir güzel destek verince güzelim aktörün  boğazını sıkıp attılar.
Kim siyonizm hakkında konuşsa susturulup,başına bir güzel çorap örülüyor.Özel hayatı deşifre edilip kamuoyunda utandırılıyor.Ve kıçına tekmeyi basıp gönderiyorlar.
Müslümanlara terörist damgası vuran yahudiler terörizmin kitabını yazacak kıvama geldiler.Bu işi öyle abarttılarki onlara danışmadan film çekilemeyecek hale getirdiler hollywood sektörünü.Amerikayı yahudiler yönetiyor.Storm is coming kardeşim.Uyumaya devam edin dallamalar.Oscarda kırmızı halıdaki götleri izleyen sığırlar bu fırtına sizi fena çarpacak.

23 Mart 2013 Cumartesi

HOLLYWOOD'UN ARKA BAHÇELERİNE KISA BİR BAKIŞMI DESEM...

Önsöz
Dünyada ki ekonomi,savaş teknolojisi ve sinema sektörünün yahudiler tarafından yönetildiğini duymayan varmı?
Var ise artık duydun kardeşim.Yazıya devam.


Yaptıkları filmlerle aklımızı başımızdan alan,özenle seçtikleri aktör ve aktiristlerle bizi derbeder eden hollywoodun arka bahçelerinde neler var acep?
Neler yok ki...
Dünyaya bir fikrimi empoze edeceksin hoppp hollywood bununla ilgili bir film çeker ve insanların beyinlerinin sülalesine kayar.
Karalamak istediğin bir inanç mı var ve bu çoğunlukla islamdır yine hoppp bir film ve fişini çekerler beyinlerin.
Eşcinselliği cicimi göstermek istiyorsun şahane iki herifle kovboy aşkı yaratılır,ya da şirin bir aile dizisinin içine iyi kalpli ama erkek seven yine yakışıklı bir aktörü koyarak,insanların beyinlerini o biçim yalarlar.Bu eşcinsel aktör öyle güzel rol keser ki en koyu antieşcinsel bir erkek bile ona vermek ister.O kadar tatlı alırlar akılları.Şaşarsınız.Bir sabah eşcinsel olduğunuzu düşünerek bile uyanabilirsiniz.
Kadın-erkek ilişkileriylemi oynayacaksın hemen bir film fırına verilir.Kadın dedektiftir,ya da doktor,ya da ev hanımı vs..Bu kadın film boyunca herkese verir.Gözüne kestirdiğini yatağa atar.Alımlıdır,çalımlıdır.Saçlarıyla,makyajıyla,giyimiyle bir akım yaratacak kadar cezbedicidir.Ki saçı başı trend diyorlar ya hani ondan oluverir.Birbirinin kopyası kadınlar gezer ortalıkta.Herkes o filmdeki kadına benzemek ister ve öylede olur.Özgürdür bu filmlerdeki veya dizilerdeki kadınlar.Bağlanmaz,çocuk yapmaz.Parasını kazanır erkeklerinde ağzına sıçar.Aşk acısı çeksede köşedeki marketten birini buluverdiği anda unutur o acıyı.Sevişir,öpüşür,içer,dağıtır.Çok iyi giyinir,çok güzeldir,çok parası vardır,herşeyin çokcası bu kadındadır.Erkeklerle zaten sorunlu olan kadın iyice sorunlu hale gelir.Veee bingo!Film başarıya ulaşmıştır. Bizim ülkemizdeki kezbanlar,ayşeler ona benzemek ister.Gerçek hayatla hollywoodun hipnoz edici filmleri arasında bir çıkmazda kalır.O kadın gibi olamazsa ölsün daha iyidir.
Hollywood filmleri gerçek hayatla aranıza set çeker.Yukarıda ki örnekleri çoğaltabilirim.Ama öncelikle seçilen oyunculara değinmek isterim.Bu kişiler öylesine gel bi rol yapıveresin benim şu filmde,gel gadasını aldığım türünden değildir.Hipnoz üzerine uzman hollywood sektörü kendilerine hizmet edecek aktör ve aktiristleri itinayla seçtikten sonra bunları bir köle gibi kullanmaya başlar.Özel yaşamlarından,giyimlerine,içtiklerine,davranışlarına kadar kontrol edilirler.Çünkü hepsi hollywoodun şeytansı film sektörünün birer kuklasıdır.Hepsi koca bir yalan,içi boşaltılmış doldurulmuş hayvan süsleri gibidir.(istisnalar hariç olsa da genel anlamda böyledir)Ve bu sektörde işine gelmeyen siktir olup gider.Bu sistem böyle işler.
Ayrıca bu sektörü destekleyen birde magazin basını vardır ki hollywoodun ekmeğine ballar kaymaklar sürer.
İtinayla seçilmiş bu ünlülerin özel hayatlarını izleyip görsel malzemelerle insanların yine aklını alırlar.Kozmetik,giyim,yiyecek-içecek,otomotiv sektörünü yada sosyal yaşamı,aile ilişkilerini bile bu ünlülerin bir resmi yönlendirebilir.Öyle güçlü bir zincir oluşturulmuş ki biri diğeri ile insanların hipnoz halinin sürekliliğini sağlamak için çalışır vaziyettedir.Örneğin uzun yıllar çocuk yapmayan,çocuğu ayak bağı gören yada bu dünyaya çocuk getirilmez gibi söylemlerle bunu insan zihinlerine pohpohlayan hollywood birden rötar yaparak hamile ünlülerle dolmaya başladı.İki-üç çocuk yapıp,elini tuttuğu çocuğuyla orda burda şurda resimler veren ünlüler pörtledi.Özellikle brangelina (brad pitt,angelina) çifti bu işin cıcığını çıkararak sahte aile,bebek hipnozunu gazlayıp durdu.Bu salak çift kadar sahtekar daha görmedim ben.İşin garip tarafı bizim türk ünlülerde bir bir gebe kalmaya başladı.Düzenbazlar sizi.Çocuk yapmayı bile ünlülerin tavrı belirleyebiliyor.İş o kadar ciddi yani.Anlayana.Anlamayan sığırlar size iyi uykular.
Hiç durmak bilmeyen bu sektörün gelelim gerçek hayatla aramıza set çekmesine.Politika,adalet,cinsellik,dini inançlar,dünya dışı yaşam,tarım,bilim,kadın-erkek ilişkileri (sosyal ve seks bazında),çocuk eğitimi gibi bir çok konuda gerçeği saptırarak,olanın üstüne set çekerek insanlığı bir yalana inandırır.Ve bunda çok başarılıdır.
Dünyayı yöneten psikopat sistemin en önemli halkasıdır.Beyinlere aşılanmak istenilen her fikir için başvurulan mükemmel bir makinedir.
Oscar ödüllerini kim alacak,kim ne giydi,kim kimin kolunda geldi..kimin kıçı daha güzeldi gibi hezeyan içinde oscarı göklere çıkaran sığırlar ne zaman onların gerçek yüzünü görecek bilmiyorum.Ama uyanan çok sayıda insanın varlığını bizzat görebildiğim için bu yazıyı uyanmayanların okumasını en azından bir durup düşünüp,araştırmasını dileyerek bitiriyorum.







17 Mart 2013 Pazar

GREENPEACE Mİ YOKSA GREENWAR MI?

Greenpeace dünyanın ekolojik,biyolojik dengesini bozan,hayvan türlerini yok eden sisteme hizmet ediyor olmasın? Sosyal medyada sayfasını beğenince,doğaya yardım ettiğini sanan biz sığırlara verilen elması düşmüş,elma şekerimi bu greenpeace? Hey greenpeace yoksa sen bize ninniler söyleyip uyutan sistemin masalımısın? Ne ayaksın sen gırinpis? Video şahane.Bakın hele şu kutup ayılarını kurtaran kuruluşa bakın hele.Ruhunu kimlere satmış bakında görün.Zaten ben bu kuruluş adına çalışan ünlü hollywood kuklalarının,göstermelik aktivist showlarını farkettikten sonra bu işte bir bit yeniği olduğunu sezmiştim.Greenwar iş başında.Peace hakgetire.

14 Mart 2013 Perşembe

Eyyy kişisel gelişimcilerin peşinden koşanlar bakınız sistem size ne yapıyor?

DEĞİŞMESİ GEREKEN DUYGULARIMIZ MI SİSTEM Mİ? YADA POZİTİF DÜŞÜNCE GÜCÜ,EGOYU YENME ÇALIŞMALARI,REİKİ,KUANTUM ZIMBIRTISIYLA DÜNYAYI NE KADAR DEĞİŞTİREBİLİRSİNİZ?
Sorular,sorular,sorular...


http://uyanmasaati.com/ adlı siteden buraya aktardığım videoyu izlemenizi şiddetle öneririm.Dünya bu haldeyken sizin şu yeni çağcı kişisel gelişim uzmanlarınız(!) yan gelip yatmanızı,sadece pozitif düşünce gücü ile dünyayı değiştireceğinizi söyleyerek beyninizi,ruhunuzu köreltiyor.Sizi öldürüyorlar.




''Alttaki paragraf şimdi vereceğim linkteki konu başlığına aittir.Bu video yazıdaki konuyu desteklediği için yeniden gündeme getirmek istedim.Linkimiz efem;http://agresifmelekler.blogspot.com/2013/02/yeni-cag-pozitif-dusunce-ogretisinin.html''

Bizi biz yapan duygularımızdır.Ne ekersek onu biçeriz.Eski bir sözdür ama üstüne daha iyi bir söz söylenmemiştir.Farkında ol..dan daha açıklayıcıdır.Sürekli gülümseyerek gezmek,ya da olaylara amannn negatif enerji bana gelmesin diyerek tepkisiz kalmak hayatınızı daha güzel yapmaz.Asıl sorgulamanız gereken sistemdir.Sistem boktan kardeşim.Birileri dünyanın kaymağını yerken sizin aç kalmanızın nedeni sistemdir.Kozmik enerjilerin sana akmaması yada bilinçaltındaki para korkun falan hikayedir.Kadın-erkek ilişkilerine girmek dahi istemiyorum.Çünkü oda çarpık sistemin getirisidir.Dünyayı yönetenler hayatımızın ağzına sıçıyorken hangi enerjiden bahsediyorsunuz?

Bu kadar mutsuz,huzursuz,parasız ve korku halinde yaşamanızın nedeni enerjiler yada düşünceleriniz,duygularınız değil insan yaşamına değer vermeyen dünya düzenidir.Siz olumlu düşünce hipnozu altında salak salak gezerken onlar dünyayı daha kötü bir yer haline getiriyorlar.Umarım anlatabilmişimdir.




10 Mart 2013 Pazar

Türkçeleştirilmiş Revenge (İntikam dizisi) Zırvalığı

Bir yapımcı ol,elinde güzel imkanların olsun sen kalk yabancı bir dizinin türkçe versiyonunu yap,dünya para dök,şu sıralar lafta gözde birisine başrol ver sonrada sanat yapıyorum diye ortalarda gez.
Ülkende senaristmi yok? Neden özgün,yeni bir şeyler çıkartmak için çabalamıyorsunuz? Bu amerika ve türevleri yüzüne bokunu sürse benim ülkemdeki şöhret kesimide yüzüne sürmek zorundamı o boku?
Dizilerle doğu kültürümüzün bokunu çıkardınız zaten.Köy ağaları izlemekten gına gelmişti.Onu bitirdiniz şimdide yabancı dizilerin rezil türk versiyonlarını yapmaya başladınız.
Dünyaya kafa tutacak,cesur,özgün,kendinizden bir şeyler katıp,şöyle vay be dedirtecek işler yapsanız ne olur? Neden yetenekli,çatır çatır senaryoyu döktürecek,sanatsal kapasiteleri sizden yüksek kişilere paranızı koyarak fırsat vermiyorsunuz? Götünüzmü düşer.

Elinizdeki imkanlarla bu kadar sığır olabilmeyi nasıl başarıyorsunuz?





9 Mart 2013 Cumartesi

GALAKTİK IRKLAR?


Nerede lan bu ırklar? Neden bir görünüp bir kaybolup,esrarengiz araçlarıyla salak salak hareket çekiyorlar bize?
Neden dünya üzerinde onca ülke varken gidip amerikanın bir şehrinde kaza yaptılar? Roosvelt saçmalığı..bilirsiniz...Bilmeyende baksın bir zahmet internet çöplüğüne.Ve neden her şeyde olduğu gibi uzaylılar konusunda da USA bilirkişi kesilmiş başımıza?
Neden geniş arazilere yine en çok USA de ekinlere resim yapıp,kaçıyorlar?
Neden amerikanın yarısını kaçırmış bunlar?
Neden Hakkarinin köyünden birini kaçırmıyorlar? Orda burda türkçe alt yazılı,ingilizce videolarda kaçırılma öyküleri dinliyoruz.Bir kaç tane bizim türklerden iddia edenler oldu ama zibidik şeylerdi.Efem beni gemilerine götürdüler,şeyime bişiler soktular.Kavanozlar gördüm,içinde parçalar vardı..gibi kurgusal hikayelerrrrr...
Neden 51.bölge denilen,gizemli,girilmesi yasak bir bölgede uzaylıların gezdiği söyleniyor? Ve bu 51. bölge neden USA de? Niye Arnavutlukta değil,niye Afrikada değil,niye İranda değil? Niye lan niye?
Neden aya USA gitti? Neden bu ülkeden başkası gitmedi aya? Niye gitmiyor?
Ve neden tüm galaktik ırklar yine amerikalı medyumlarla iletişime geçiyor?
Asthar komutası (bknz. internet çöplüğü) zımbırtısı,adam gibi bir kürsüye çıkıp,çatır çatır,kütür kütür bir basın toplantısı niye yapmıyor? Neden gizemli medyumik mesajlarla insanlarla taşak geçiyor?

BU UZAYLI BİLMECESİ YOKSA BİR KURGUDANMI İBARET?

Kainatta yanlız olmadığımızı hissediyorum.Dehşet bir yerdeyiz.Gizemli,merak uyandırıcı,akıl sınırlarımızı zorlayan bir uzay bilmecesinin tam içindeyiz.Lakin dünya dışı yaşam ipuçları hepsi aynı kaynaktan gelen bir senaryo gibi.Birileri yazıyor,yönetiyor,oynuyor.Blue beam projesini öğrendikten sonra iyice kuşkulanır oldum.Beynimde oturmayan parçalar var dı blue beam ile daha çok dağıldılar.Daha önce ilgiyle izlediğim bazı kaynaklar bana artık hikaye gibi geliyor.Çünkü aynı şeyler dönüp duruyor.Yeni hiç bir şey yok!
Biraz soru sormaya başlasan,hemen şu cümle ile karşılaşıyorsun;Dünya hazır değil.Hazır olduğumuzda görünecekler.Ha siktir ordan.Bizim farkındalık düzeyimizden onlara ne lan? Biz barış içinde sevgi,huşu içinde yaşıyorken geleceklermiş.Gelipte ne bok yapacaklar? Sevgi içinde el elemi tutuşacağız...sevişecekmiyiz.

Birde işin şu rengi var.Bu galaktik ırkların bize yardım ettiğini,deprem olmaması için enerjileri dengelediklerini,orospu çocuğu kapitalist sistemin şerefsiz yöneticileriyle savaştıklarını,dünyaya barış getirmek için çalıştıklarını söyleyenler var.Yav bunlar doğru düzgün uçamıyor yere çakılıyorlar,gri ve çelimsizler(şimdiye kadar gösterilen bize budur),mesaj vermek için cadı tahtası kullanıyorlar,yada birinin içine giriyorlar.Etki alanları bu kadarmı zayıf yani.Nedir bu ruh gibi halleri?
Soruyorum ulan bunlarmı bize yardım edecek,ediyor?Kumburgazda görünen ufo nun üstünde fare gibi bakan şey ne yapacak lan dünya barışı için?
Daha kelli felli,baktığında titrediğin bişi olsa neyse...hepsi fare kılıklı.

Ben artık bu oyuna inanmıyorum arkadaş.Sıkıldım aynı şeyleri okumaktan,kaçıp giden ufo videolarını izlemekten.Siktirin gidin.Hiç gelmeyin.Çünkü zaten yoksunuz.Çünkü siz yine ruh hastası dünya düzeni tasarlayıcılarının yazdığı bir senaryosunuz.İnsanları oyalamak,algılarını bozmak için yaratılmış bir hikayesiniz.

Gerçekse bence çok farklı.....

Bu yazı devam eder.







3 Mart 2013 Pazar

EGO YALANLARI



Uzun ince bir yolda yürüyen yolcuya merhaba;

Yeni çağ ego sevicilerin,çarpıtarak önümüze koyduklara egoya  bir bakalım;

Afacan egonuzla anlaşma yapın.O yaramazı siz yönetin.Bunu başardığınızda tüm hayalleriniz ayaklarınızın önüne serilecek.En güzel,en yakışıklı siz olacaksınız.Para,ün,şan,şöhret,sağlık hepsi sizin olacak.Hiç bir korkuya ve üzüntüye hayatınızda yer olmayacak.Egosunu adam eden kendide adam olur.Güç sende artık!!!

Güzel.Birde bunun kitabını basıp anlatanların,site açanların,telkin yapanların,enerji çalışması yapanların arkasından koşanlara bakalım.

Siz sığırmısınız?

Neden egoyu yeni keşfetmiş gibi davranıp,egonuzu yenme tekniklerini size satanlara prim veriyorsunuz?Bu ego bildiğimiz nefs değilmi?
Nefsimizi ehlileştirmemiz gerektiğini,onun kölesi olmamamızı öğreten,bunu gözümüze gözümüze sokan mevlanamız yokmu? Hemde adam bu işin piri be.Mevlananın mesnevisinden güzel sözleri sosyal medyadaki iletilerinizde o biçim havalı resimlerle paylaşmıyormusunuz? Eee?
Peki dinimiz,dinler..? Nefsin bir şeytan olduğunu ve ona hükmetmeyi öğrenmezseniz onun kölesi olacağınızı size söylemiyormu?
Şemsi,yunus emreyi hatırlatayımmı?
Peki freud? Adam id,ego,süperego olayında kendini aşmış.Anlatmış işte ne menem bir zıkkım olduğunu bu egonun.Çatır çatır egoyu döktürmüş.Yuh diyorum size.
Peki siz neden hala al reiki ver mor alevi yen egonu diyenlere,bültenler yapıp egoyu alt etme yöntemlerini sayanlara,kuantum koçlara,melek enerjisi osuranlara prim verip paranızı ve zamanınızı harcıyorsunuz?
YUKARIDA SAYDIKLARIM NEDEN SİZE YETMİYOR,YETEMİYOR?

Sinirleniyorum.Nasıl bir sığırlıktır bu? Tek bir örnekle bitireceğim yazıyı.Sizin ünlü bir aktör,aktirist,yazar olmamanıza neden yeteneksizliğinizse ego ne yapsın? Hayaliniz her neyse sizi oraya götürecek şey;
1-O konudaki yeteneğiniz
2-Emek
3-Vazgeçmemek tir.

Egonuzla yani şeytanla anlaşma yapma yöntemleri ile hiç bir bok elde edemezsiniz.Egonuz yani nefsinizi kontrol edebilmeniz sizi iyi bir insan yapar.Onu kontrol edemezseniz şerefsiz dediğimiz kişilerden olursunuz.Üstelik birde onu bilerek dinleyip şerefsiz olmak vardır.Onuda size empoze eden yeni çağ öğretileridir.Egonuzla konuşun,egonuz küçük bir çocuk falan zıkkım bunların hepsi şeytanı size küçük bir yaramaz çocuk gibi göstermeye çalışmaktan ibarettir.

Ego şeytandır.Onunla anlaşmayın! Onu siz yönetin.



28 Şubat 2013 Perşembe

YENİ ÇAĞ POZİTİF DÜŞÜNCE ÖĞRETİSİNİN GERÇEK AMACININ SİZİ BİR ROBOTA ÇEVİRMEK OLDUĞUNU BİLİYORMUYDUNUZ?



Bugün osho ve oshonun uzantıları olan bazı uzman kesilenlerin ego yalanlarını yazacaktım.Lakin kafamı kurcalayan önemli bir konu var.Ve bu yazıma ilham olan birde film var.Equilibrium http://www.ffullhdfilmizle.com/equilibrium-turkce-full-hd-izle.html/7 (Filme 7. parttan başlayın.Yükleyen arkadaş ilginçmiş.)
Kısaca konusu;Dünyanın sonunu getiren şeyin insan duyguları olduğunu savunan faşist sistem 3. dünya savaşı sonrası insanların hiç bir duyguyu hissetmemesini sağlayan prozium adlı ilacı almalarını zorunlu kılar.Gerisini izleyin bir zahmet.

Bizdeki proziumda şu sıralar kişisel gelişim hortlakları.Bilinçli ve bilinçsiz olarak ikiye ayrılıyorlar.Bilinçli olanları açık ve net bir şekilde şeytana hizmet ediyor.Konumuza dönelim;
Bu oshocuların (oshocu dememin sebebi her ne ad altında olursa olsun hepsi o sakallı zombinin yolundan gidiyor)en büyük silahı şudur;evren senin duygularınla hareket eder.Duygun neyse onu yaşarsın.Sen pozitif olursan pozitif şeyleri hayatına çekersin derler.Ama negatifsen her kötü olay gelir seni bulur der ve seni bir güzel kıskaca alırlar.

Bu güçlü,sözsel bir hipnozdur.Seni o an yakalar.Eyvah dersin yaşadıklarımın sebebi benim.Çünkü kötü düşünüyorum.Çok karamsarım.O yüzden sürünüyorum...gibi düşünceler beyninizi kemirir durur.
İşte bu büyük bir tuzaktır.Olumlu düşünmek uğruna sevdiklerinizin sorunlarını dinlemek bile sizi ürkütür.Çünkü ne demişti oshocular hatırlayalım;evren enerjidir.Negatif enerjiler sizi aşağı çeker ve siz pozitif düşünceden uzaklaşınca evrene vereceğiniz sinyaller negatif olur.Bu da hayatınızın kötü olmasına sebep olur.Hastalanırsınız,boşanırsınız,kaza geçirirsiniz,,işte insana dair tüm korkuları sıralarlar.Tetikleyici unsurları korkudur.Siz korkularınızdan kurtulmak için onların kapısını çalarsınız ama onlar sizi yine korkutarak umut vaat ederler.

Buraya dikkat!!! 
Evrene verdiğin sinyal hayatını belirler olayını öyle bir abartırlar ki size herhangi bir sosyal yardım kuruluşuna üye olmayı,savaşa hayır diyen bir topluluğu desteklemeyi bile korkutucu gösterirler.Çünkü bu tip oluşumların NEGATİF ENERJİYİ DAHA ÇOK BESLEDİĞİ YALANINI size bir güzel yuttururlar.
Fakirlere yardım eden bir kuruluşu desteklemenin fakir enerjisini size çekeceğini söylerler.
Kimsesiz çocuklara yardım etmek istersiniz bununda dünyadaki kimsesiz çocuk enerjisini artıracağını söylerler.

Kimsesiz çocuk enerjsidemi var yav?
Var var.Hani evren enerji ya bizde enerjiyiz ya ondan şekerim.
KENDİNİZE GELİN.Tüm bunların amacı sizi duygusuz,tepkisiz yapmak.Aptallaştırmak.Robotlaştırmak.Dünyayı kan,açlık götürürken susmanızı sağlamak.Suriye,libya,filistin,ırak,afrika,ülkemde ki şehitler daha sayayımmı?

Bir parantez açayım,akşam haberlerinde cudi dağındaki şehitleri ve ailelerinin feryadını izledikten hemen sonra şampuan reklamında hop hop hoplayan kızları izliyoruz.Yemeğimizi yerken allah rahmet eylesin diyip şampuan reklamındaki saçlara ve kıçlara bakıyoruz.Yeni çağ insanı olarak sosyal medyada iletilerimizi bayraklar süslüyor,kimimiz küfür ediyor,kimimiz dua ediyor vs..Ve gidip uyuyoruz.Yorum yapmıyorum.Sadece parantez açtım.

Filmi izlemenizi öneririm.Oshodan ve türevlerinden bir an olsun uzaklaşıp filme bir bakın.

Bizi biz yapan duygularımızdır.Ne ekersek onu biçeriz.Eski bir sözdür ama üstüne daha iyi bir söz söylenmemiştir.Farkında ol..dan daha açıklayıcıdır.Sürekli gülümseyerek gezmek,ya da olaylara amannn negatif enerji bana gelmesin diyerek tepkisiz kalmak hayatınızı daha güzel yapmaz.Asıl sorgulamanız gereken sistemdir.Sistem boktan kardeşim.Birileri dünyanın kaymağını yerken sizin aç kalmanızın nedeni sistemdir.Kozmik enerjilerin sana akmaması yada bilinçaltındaki para korkun falan hikayedir.Kadın-erkek ilişkilerine girmek dahi istemiyorum.Çünkü oda çarpık sistemin getirisidir.Dünyayı yönetenler hayatımızın ağzına sıçıyorken hangi enerjiden bahsediyorsunuz?

Bu kadar mutsuz,huzursuz,parasız ve korku halinde yaşamanızın nedeni enerjiler yada düşünceleriniz,duygularınız değil insan yaşamına değer vermeyen dünya düzenidir.Siz olumlu düşünce hipnozu altında salak salak gezerken onlar dünyayı daha kötü bir yer haline getiriyorlar.Umarım anlatabilmişimdir.







25 Şubat 2013 Pazartesi

Ezoterik,ökült bilgilerin aslında KABALA nın kişisel gelişim diye yutturulması

Kafası karışık,zihni bulandırılmış,kendini yaşıyor zanneden ama kendine dayattırılan yalanı yaşayan yolculara merhaba;

Uzatmadan girelim ve çıkalım şu konudan.

Yeni çağ spiritüel öğretilerin dilinden düşmeyen sevgi,ışık,anı yaşamak,zihnini boşaltmak,bilinçaltının gücü,karma(geçmiş yaşamlar),tezahür ettirmek(çekim yasası),astral seyahat,enerji taşları,kozmik enerjiler,imgeleme bunların hepsi ezoterik ve ökült bilgilerde vardır.

Bize yeni bilgi diye yutturulmaya çalışılan bir çok öğreti zaten vardı.Yeni hiç bir şey yok.Bu batı kaynaklı büyü ve enerji bilgileri bize kişisel gelişim kisvesi altında temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp tekrar verilmektedir.Tadı güzel ama zehri güçlü bir yiyecek misali...Veee hepsi tüm bu saçmalıkların gittiği yol neresi?Tabiki KABALA.
Nedir bu zımbırtı diyenlere kısa bir açıklama;Yahudilerin poh pohladığı mısır firavunlarının büyücülerinden etkilenen,tanrıları baphomet olan bir öğretidir.Baphomet şeytanı simgeler.Şeytanla bağlantı sağlama ritüellerini içeren merkana mistisizminden etkilenen kabala,sembollerle iletişim kurmak ve geleceği şekillendirmek amacını taşır.
Geleceği şekillendirmek? Size bir şey çağrıştırdımı?
Günümüz kişisel gelişimcilerin,telkincilerin sıklıkla başvurduğu bir cümledir.Bilmem ne yapın geleceğinizi şekillendirin,bilmem ne dinleyin geleceğinizi istediğiniz gibi yaratın gibi zırvalıklar.Şimdi hatırladınız.


Birde sembollerine bakalım;






Yine tanıdık geliyor hepsi değil mi? Çünkü gözümüze gözümüze sokuluyorlar.Yine söylüyorum spiritüalizmden uzak durun.Önce zihninizi sonrada ruhunuzu alırlar.Kabalayı isteyene,sevene sözüm yok.Boktan öğretinizi alıp gidebilirsiniz.Benim sözüm çaresiz,bilinçsiz,temiz kalpli insanlara bu çarpık öğretileri zikretmeye çalışanlaradır.Ve daha söyleyecek çok sözüm var.



23 Şubat 2013 Cumartesi

Barbie hipnozu ve dejenere ettiği beyinler.



Ürkütücü.Bu bir hipnozdur.Masum görünen barbie oyuncağının yaptığı bu resimde açıkca ortada.Üstelik hollywood filmleri,moda sektörüde incecik,anormal,insan ırkıyla alakasız görünümlü kadınlar yaratarak bu hipnoza destek çıkmaktadır.Bu hipnoz incecik olmak uğruna anoreksia,blumia gibi hastalıklar türetmiştir.İncecik beden uğruna bu hastalıklarla boğuşup ölenleri çok iyi biliyorsunuz.Bunun yanında bir çok kadın biraz göbeği çıksa dünyanın sonu gelmiş gibi davranıyorsa sebebi yine bu ince kadın hipnozudur.Barbie alter kişiliği ince ince damardan çocuklara işleniyor.Çocuğunuza normal oyuncaklar alın.Kendiniz evde bez bebeklerde yapabilirsiniz.Önemsiz gibi görünen ama ciddi önemli bir konudur bu barbie salaklığı.Dikkat,dikkat ve dikkat diyorum.


Dip not:Anime çizimlerde ki kızlarla ilgisi yoktur bu hipnozun.Animelere bok atmaktan başka bir şey değildir.Anime bir sanattır.Benimde sevdiğimdir.


22 Şubat 2013 Cuma

Düş olmuşum.

bir varmışım bir yok
yürümüşüm yollarında hayatın
ardımdan;
birilerinin anılarında kalmışım
üç-beş eski fotoğrafta donmuş gülümseyişim,
saçlarımda kalmış rüzgar
ben yaşamışım
ben ölmüşüm
puslu zamanda yitmişim
ismim asılı havada
ben artık bir düşmüşüm.

20 Şubat 2013 Çarşamba

İlişki Uzmanı? İlişki Koçu? Ne ayaksınız?

Siktir et hacı,biz okyanusları geçtik deredemi boğulacaz diyen yolculara merhaba;

Yine bir başka yazılası,tartışılası konuyla daha karşınızdayım.Amerikadan sertifikalı ilişki koçları neler yapar,ne yer ne içerler,mor alev kontu onlara çay içmeye gidermi,reiki üstadı usui hıyarını nasıl bilirler,helallik verirlermi gibi..olaya kartal bakışı bakacağım.
Ne hikmetse hepsi ya amerikadan ya uzakdoğudan sertifikalı oluyorlar.Bitlisin köyünden çıkmıyor hiç bir eğitmen nedense?!?Bu eğitmenlerin çoğuda içine ışık kaçmış muazzam bilgili(!) şahıslar oluyor ve hepsi osho gibi konuşuyor.Farkındalık denizinde yüz,egonu bırak,zihnini sustur,ışık sana daha rahat girsin diye aç bi tarafını,gel bana bazı bazı gibi...Bu osho hipnozcusuna ve ego konusuna ayrıca bir yazıda değineceğim.

Sevgiliniz gitti,eşiniz boşanalım diyor,uzun zamandır bekarsınız ve kimse yüzünüze bakmıyor.Bakanda kısa bir süre sonra ortadan kayboluyor.Müzmin bekar hallerinde ortalıkta geziyorsunuz.İlişkileriniz yürümüyor kısacası.Ulan bende büyümü var,kısmetimmi bağlanmış,bilmem kim vs.. bize düşmandı belkide o yaptırdı diye ultra paronayak hallere bile girersiniz.Hadi bu neyse de asıl kötü olan sevdiğinizin gitmesini sindiremeyip koyu bir depresyona düşmeniz,onu defalarca arayıp,mesaj yağmuruna tutup beddualar etmeniz,kendinizi öldürmekle tehdit etmeniz falan filan.İşte bu fenadır.Ah insan olmak ahhh...Bazen en mantıklı geçinenimiz bile bu hallere düşmüşüzdür.İşte tam bu hallerde gezerken bu koçlar karşınıza çıkar.Genellikle internette çok azda olsa kitapçı vitrinlerinde karşılaşırız.5 adımda sevdiğinizi geri getirme yöntemleri,bilinçaltınızdaki korkuyu yenin sevdiğiniz geri gelsin,ayrılık mayrılık yok sizde yoksunuz aslında ulan bu dünyada yok eee ne üzülüyosun yokuz diyorum sanaaa gerizekalı gibi...mesajları olan ilişki koçlarının eline düşersiniz.

Bu ilişki uzmanı,koçu,eğitmeni,ilişkinin her bişisi kişiler başlarlar size anlatmaya...Meşhur kuantumdan girer,galaksilere uzanır,dna mızı anlatır,reiki yi özetler,fotonları sevdirir,ademle havvanın yasak elmasının,kutsal kasesinin üzerinden geçer,aşk dansı yaptırır sizi şaşkoloza çevirip ağzınıza sıçıp oraya atarlar.Siz daha iyi seks hayatınız olacak sevgiliniz asla gitmeyecek diye heves içinde tırmalar durursunuz bunların kapısını.Hal böyleyken daha çok sıçarlar ağzınıza.Maaşınızı onların masasında bırakır gelirsiniz.Aşk dansını evde yapar kendinizi seksi hisseder kapıya,telefona hiç dikkat etmiyormuş gibi yapıp giden sevgilinizi heyecanla beklersiniz.Anlamadığınız  bir sürü teknikle boğuşurken,olumlu olcaksınız diye yüzünüzdeki angut gülümsemeyle hala sevgilinizi bekliyorsunuzdur.Tekniklere devammmm..Ha gayret..ışığına kuvvet.Derkennn...sevgili gelmezzz,aramaz sormaz,kendi dalgasında siz olmadan o biçim yaşamaktadır...ta ta ta tammmm...dını..nınn..dını..nınnn..zırıl zırıl ağlayarak koçunuza böğürerek dersiniz ki dönmediiiiiiiiiğğğğğğğğğ amaaağğğğaaaa!
İçine osho kaçmış ilişki koçunuz size şöyle der;Evren senin için gereksiz olanı temizledi.Yaptığın bu çalışmalar senin kıçının üstündeki çakrayı açtı ve o çakran eski sevgilini artık istemedi.Daha iyisine kendini açman gerekiyor.Farkındalığın arttı.Egona siktiri çektin.Şimdi ağlamayı bırak.Anı hisset.Geçmiş hayat kayıtlarına şifa verdim,dahada vereceğim.Sende bu para olduktan sonra ben sana neler vereceğim neler..(iç ses diyoloğu)
Veee asıl bomba geliyor;geçmişi geride bıraktın şimdi daha iyi kişinin,ruh ikizinin sana gelmesi için çalışacağız.Kutlu olsun.
Bu nedir biliyormusunuz? B planıdır.Sevgilinizin,eşinizin vs..gelmemesi durumunda hemen ortaya sürülecek ikinci plandır.Emin olun bu koçların C planıda vardır.Ola ki o evrensel enerjilerle,yasalarla,meditasyonlarla falan fıstık, muhteşemmmm sevgiliyi çekemediniz hayatınıza.Gelmiyor,gelemiyor.Ya da hali hazırdaki salakta olsa bir sevgiliniz vardı,eğer oda gitti ise...Enerjiden,tekniklerden yamulmuş bir halde ilişki koçunuzun karşısına çıktığınızda size şunu diyecek;Bilinçaltında öyle korkunçççç,devasa,birikmiş,temizlenmez duygular var ki daha çok çalışmalıyız.Boku yemişsin sen.Bu C planıdır.

Açın gözünüzü açın.Uyanın.

Işık,enerji,evrensel yasalar,bilinçaltı tabiki var.Ama bu şekilde değil.Tüm bu saydıklarımı kullanarak acaippp teknikler geliştirerek,kırk yıllık ''içinde biriktirme acını,öfkeni boşalt yoksa hasta olursun'' olayının adını TOPRAKLANMA (alfa,beta dalgaları,temizlediğin duygunun yerine olumlu duygu koymak diyede bir açılımı var kiii,al sana bir kaya nerene dayarsan daya olayına giriyor)koyarak hiç bir sevgili dönmez.Yav niye dönsün.Sizin hatalarınız varsa,yada duygular artık bitmişse,yada siz bile bile gönlü tekke olmuş birini seçmişseniz,yanlış kişiyse,ilişkinin bitmesi gerekiyorsa ve bu sizin için daha hayırlı olacaksa..Bunları düşündünüzmü hiç? Allah aşkına siz neyin peşindesiniz?

Üstelik 21. yy dayız ve herşeyin dejenere olduğu bir geçişteyiz.Evet cidden bir geçitten geçiyoruz.Ne eskilerin saf,amade evlilikleri var ne de eskisi gibi sevebiliyoruz.Evlilik bir prestij,bir kendini kanıtlama,ele güne karşı dünyanın borcunun altına girmekle eşdeğer.Sırf  düğün borcu yüzünden bunalıma girip boşananları biliyorum.Bir çoğumuz kariyer denilen zımbırtının altında ezilirken evlenmeyi unutuyor bile...ha şuda olsun ha şunuda başarayım,dur terfi edeyim derken yaş geçiyor.Ev kızıyım dediğinizde insanlar ben plütondan geldim demişsiniz gibi bakıyor.Yok öyle bir terim kalmadı.Ev kızları müzede sergilenecek az kaldı.Herşey değişiyor,değişirken yoruyor,kırıyor,incitiyor.Eşcinselliğin prim yaptığı bir dönemdeyiz.Beynimiz ve ruhumuz saptırma bilgi bobardımanı altında.Ruhsal savaşlar veriyoruz arkadaşım.Bu çağın adı  RUH SAVAŞLARI.Anla.Gör.

Konuyu bağlıyorum.Size aşk dansı yardım edemez.Bilinçaltı tortuları koca bir yalan.Bizi biz yapan bir çok şeyde bilinçaltımızda mevcut.Temizleyelim derken içi boşaltılmış hayvanlara dönüşür,süs olarak kullanılabiliriz.Size yardım edecek başka ve elle tutulur,gerçek yöntemler bulun.Hiç bir şey yapamazsanız eskiye dönün.Dua edin.Ve iyi niyeti bırakmayın.Umut etmeyi hele asla bırakmayın.Elinizde olan sevgilinizide ota,boka,çöpe takarak kaybetmeyin.Nokta.

Vallahi öpücem.Öptümmmm


19 Şubat 2013 Salı

Sokaklar,şehirler,insanlar.


Her şehrin kokusu vardır her insanın olduğu gibi...Bazı şehirler deniz ve yosun karışık hüzün kokar., insanı sarmalar melankoli, kendini uzaklara bakarken yakalarsın,bazısı bahar kokar buram buram neşe ile sarar ruhunu..ama bazı şehirler sihirli gibidir her bir sokağı ayrı bir süprizdir...bir sokak tarcın kokarken iştahlı iştahlı sırıtır ruhuna,bir sokak rutubetle karşılar soğuktur,gülümsemez yüzü,tenhadır,ürkütür....bir başka sokak insan kalabalığına karışmış buram buram kahve kokar,ılık ılık akar genzine..güzeldir şehirler,sokakları ve kokuları...
İnsanda öyledir,her insan ayrı bir şehir ayrı bir sokak misali süprizlerle doludur.


Kimi insan bazen tarçınlı bir sokaktır ,bazen kahve kokan davetkar aromalıdır bazende rutubet kokan,puslu gizemlidir...En sevdiğim insan deniz kokandır..yosunla karışık biraz hüzün biraz neşe anlatacak çok şeyi olan sokaklar gibi duran,insanı severim ben.
Şehirler insandır insanda şehir ama en güzeli deniz kokanıdır..ruhunu maviye boyayan şehirlerde insanlarda güzeldir...........

17 Şubat 2013 Pazar

Kuantum fiziğini sömüren kuantum koçlarının tuhaf hikayesi.

Uzun,anlaşılmaz,dolaylı fizik anlatımını bir kenara bırakarak kuantum fiziğine (mekaniğine,felsefesine) basitçe bir göz atalım.
Kendinden şüphe eden bir fizik yasasıdır.Belirsizlik ilkesine dayanır.Çünkü kuantum fiziğinde hiç bir şey mutlak doğru değildir.%50 oranında doğrudur,yanlıştır.Büyük devrim diye gösterilen ki benide etkilemişti zamanında en önemli altı çizilecek teorisi şudur;Evreni oluşturan atom ve atom altı parçacıklarını düşüncelerimize göre hareket ediyor olması..Bu eski fiziğin savunduğu '' insan sadece evreni gözlemleyebilir'' anlayışını altüst eden deneyde atom altı parçacıkları gözlemcinin düşüncelerine göre değişiyordu.

Kısa keselim.Fizikten nefret ederim.Tüm bu olan biten içinde kuantum felsefesi adı altında şu sonuca varıldı.
İnsan evreni sadece gözlemlemiyor.Düşüncelerine göre değiştirip,şekillendiriyor..Düşünceler değiştikçe farklı sonuçlar doğuyor.

Bunu duyan senmisin kuantum üstadlarımı dersin,şifacısımı dersin,koçu zaten her 10 kişiden birisi kuantum koçu neredeyse,kuantum psikoloji koçu bile var..Gırlaaaa gidiyor anasını satıyım.Bunların birde sertifikaları var.Hangi kurum ne adı altında bu eğitimi veriyor?Ne ayaksınız kardeşim siz.
Benim anlamadığım bu parçacık teorisi ile ne yapıyorlar? Düşünceni değiş hayatın değişsin sloganı ile bu fizik kuralları ne alakadır kardeşim?Yani bu koçlar ne yapıyor? Senin enerji boyutuna girip fotonlarını izleyip,yaşamak istediğin hayatı düşünüp o parçacıklarımı değiştiriyor? O zıkkım parçacıklara hükmetme güçlerimi var?Bu koçlar uzaylımı?Bu koçların ebesi kim?
Bak şimdi iyi dinle.Sana şunu yutturuyorlar;şu şu yöntemlerle senin bilinçaltını temizleyip doğru düşünmeni sağlayacağım.Sen doğru düşünmeye başlayıncada enerji alanındaki fotonların değişecek.Ve o hayalini kurduğun insan olacaksın diyorlar.İşi dna kayıtlarını değiştirmeye kadar götüren var ki onlara diyecek hiç bir şey bulamıyorum.Ücretide o biçim tabi bu koçların.Tuhaf olan bir başka şeyse gel hem hayatını züüperrr yapalım hem sanada sertifika verelim gibi vaatleri olmasıdır.Yani sende bir anda koç olup gezebiliyorsun ortalıkta.
Ve elde var sıfır.Daha fiziğin kendisi bile bu atom parçacıklarının derdinin ne olduğunu tam olarak çözememişken bu ortaya karışık salata gibi çeşitleri olan,her bir yerden pörtleyen kuantum koçlarını esefle kınıyorum!!!
Özellikle kırık kemiğini,kıçını,bacağını yani bedenindeki özrünü kuantum şifa vericem,düzelticem,iyleştiricem diyenleri esefle değil küfürle kınıyorum.Siktirin gidin hayatımızdan.Eskilerin yaşlı şifacı teyzelerine kurban olayım.

Foton parçacıklarına sevgi göndererek ne kendinizi ne de bu dünyayı değiştiremezsiniz.Kıçınızı kaldırıp eylemde bulunmanız gerekiyor.Katı gözle görülebilir,elle tutulabilir madde dünyasının çocuklarıyız.Karnımızı foton parçacığı doyurmuyor.Yalnızlık,acı içinde çırpınan bir yakınınıza,arkadaşınıza,sevgilinize sevgi vereceğinize atom parçalarına sevgi göndermenize inanamıyorum.İlişkin yürümüyorsa,sen bir öküzsen,kader çizginde bazı derslerin varsa ve sen bunu görmek zorundaysan parçacık ne yapsın yaw?


Rahat bırakın şu atomcukları.Bunun için daha çok erken.3. boyuttayız...anlatabildimmi?











Kişisel Gelişim Palavraları 4

Sürüm sürüm sürünen yolculara merhaba;

Hepimize iyi sürünmeler dilerim.Lakin biz öyle yolcularız ki yaşam yolumuzda,sürünsekte devam ederiz.Pes etmeyiz.Havlu atmaz o havluyu alır halay çekeriz.Siz..evet sen! Ne demek istediğimi anladın.Hadi bişiler al tıkınmalık yada ne alacaksan al gel bakayım,kurul koltuğunamı,sandalyenemi artık ne haltsa.Nereye oturursan otur yeterki gel bebeğim.Bende bir sigara yakayım,küllüğüm neredeeeee?

Hani telkinleri anlattık K.G.P 3 te.Kişisel gelişim palavraları 3 ün şeysi.Neyse..efem;
Bizi biz yapan acılarımızdan,korkularımızdan,anılarımızdan kurtulmak için çeşitli yollara başvurmaktan çekinmiyoruz öyle değilmi...Giden sevgilimizi geri getirmek için ''özellikle kadın yolcular'' ayın bilmem kaçıncı evresinde,mumlar yakıp ay dansı yapanımız bile var.Ay evrelerinde ritüellerin olduğu cd ler bir ara çok prim yapmıştı.Belki hala da yutturan vardır çaresizlere...
Erkek yolcularda hacılarda,hocalarda ama yeni çağ ile telkincilerde,kuantumcularda,ışıkcılarda demeliydim.Giden gitmişşşşş dönse ne olur? Hadi döndü ne o eskisi gibidir nede bekleyen siz eski sizsiniz.Biraz mantık yahu biraz güçlü olun.Salya sümük nedir bu şarlatanlara prim veriyorsunuz?

Bizi bu yollara sokan çaresizliğimiz ve umut arayışımız başımıza olmadık işler açar.Paramız gittiği gibi ruh sağlığımızında dengesini daha çok bozabiliriz.Sırf hayatımız daha güzel olacak diye olumlama yapmak adı altında,ben ışığım,ben huzurum,ben tanrıyım,ışık bana giriyor diye gezerek alttaki duyguyu daha çok güçlendiriyoruz.Ölmek istiyorsun ama odanın duvarına yapıştırdığın bir olumlama cümlesini zoraki gülümseyerek okuyorsun.Örnek;Ben bu hayatta sevdiklerimle cenneti yaşarım.Bu şuna benziyor,alev alev yanan bir evin içinde hiç bir şey olmuyormuş gibi salına salına gezen bir tip düşünün.İşte o sizsiniz.Ulan ev yanıyor kaçççç!!!

Olumsuz duyguların üzerine gidin.Çözüm yine kendi içinde sizin hayatınızın içinde bir yerlerde.Osho salağının sözlerinde değil.Size gerçekten iyi gelen kitaplar,filmler ve/veya kişilere yönelin.Bilmem ne uzmanı,bilmem kaç günde iyileşme,beyin gücünü kullanarak bilmem ne yapma gibi buna benzer cümlelerle başlayan-biten her türlü yazılı,görsel bilgilerden kaçınnnnn.

Bu yazımda değineceğim bir çok tekniğe top 10 listemde yer vermiştim.Bak lütfen hatta bakmalısın; http://agresifmelekler.blogspot.com/2013/02/gelmis-gecmis-en-zrva-kisisel-gelisim.html

Ben şimdi size ''geleceği yaratma'' tekniklerinden bahsetmek istiyorum.Ama kısaca olacak.Çünkü sıkıntıdan başka bir şey değil bu teknikler.
Efendim kuantum şizofrenisine göre bizim sahip olmak istediğimiz her şey istediğimiz anda kuantum alanda oluşuyormuş.Yani enerji boyutunda.Bize düşense onu almak için İNANÇLI olmamızmış.Çünkü isteğimiz zaten enerji alanında paketlenmiş,bizi bekliyormuş.Buna ulaşmak için en deli yöntemlerden birisini yazıyorum sıkı durun;
İsteğiniz için -mış gibi yapın.Kısacası bu.Açayım ben bunu yoksa mış gibi kalacaz.Diyelim ki ispanyolca öğrenip rehber olmak gibi bir hayaliniz var.Siz başlıyorsunuz gün içinde öyleymiş gibi davranmaya.İspanyolca konuşur gibi yapıp,turistlerinizi gezdiriyorsunuz.Kendinize ispanyolca mailler,sms ler atıyorsunuz.Hadi mesajlar neyse de ispanyolca konuşur gibi yapmak için yalnız olmanız gerekir.Yada heladayken yapacaksınız.

Sonra yaratıcılığınıza göre bunu ilerleteceksiniz.Bir defter alıp (bu sizin geleceği yaratma defteriniz olacak) ben sular seller gibi ispanyolca konuşuyorum.Bilmem hangi süper ajansın rehberiyim.Ben hatta ispanyolumda öyle değilmiş gibi yapıyordum falan yazarak saçmalamanızı abartabilirsiniz.

Bu -mış gibi yapma sürecini geçerken o kuş beyninizdeki aklınıza şu geliyor;yaw ben neden gidip bir ispanyolca kursuna yazılmıyorum diyorsunuz.Araştırıyorsunuz ki kurslar pahalı ve sizin o kadar paranız yok.Bunu o süperötesi rehberlerle paylaştığınızda diyorlar ki; aa senin para blokajın varrrr.Küçükken falan para hep el kiri denmiş,baban param olmasın gönlüm zengin olsun demiş ondan senin bilinçaltında bu blokaj olmuşmuşşşş yahhhhh...ee? diyosun.Hemen bu blokojı açma tekniklerini sıralıyorlar.Hem -mış gibi yapmaya çalışıp hemde para blokaj engelini ortadan kaldıracak,uçmuş teknikleri uygulamaya çalışırken kafayı sıyırıyorsun.Ve en önemlisi HAYATI KAÇIRIYORSUN!

Yaw bu dallama teknik için açılan merkezleremi yanayım,internetteki sitelerin tıklanma sayısınamı,yapılan tv programlarınamı yoksa yazılan kitaplaramı yanayım.Ben nerelere gideyim?

Kardeşim hangi para blokajından bahsediyorsunuz siz..O rehberler neden size ülkenizdeki ekonomik zorluklardan bahsetmiyor? Günde 12-16 saat çalışıp kazanacağı paranın daha eline geçmeden nasılda uçup gideceğini bilen bir kişiye hangi blokajdan bahsediyorsunuz? Asgari ücretten haberiniz varmı? Dünya ekonomisinin ve para kaynaklarının bir avuç picin elinde bulunduğunu bile bile kıçınızdan uydurduğunuz tekniklerle neden insanları sömürüyorsunuz?
Hangi enerji alanıymış bu? Ne kuantumu? Uyanın!!!

İspanyolca öğrenmek ve bir rehber olmanın çok daha gerçekleşebilir yolları varken bu zırva ötesi zırvalarla vakit kaybetmeyin.Örnekmi istiyorsunuz buyrun;(Kursa yazılamayacak birileri için)İspanyol bir arkadaş bulmak,o dilde yazılmış kitapları sözlük yardımıyla okumak,internet üzerinden online dil öğreten siteler,gazeteler,türkçe alt yazılı ispanyolca filmler,ikinci el alacağınız gramer kitaplar vs...Bakın ne kadar gerçekçi ve kolay yollar var.İkinci bir yolsa harcamalarınızı kısarak adam gibi bir kursa yazılmanızdır.Zeka kapasitenizde buna uygunsa ve vereceğiniz biraz çaba ile öğrenilmeyecek dil yok.

Yeni çağ etiketiyle süslenen kişisel gelişim kölelerinden biri olmayın.Bu kapitalist sistemin yarattığı kölelerin bir üst versiyonudur.Bu öğretilerin hepsi etrafınızda olup biten adaletsizlikleri görmemeniz için yaratılmıştır.Kimisi bunu sadece para yönünden sömürsede bunu ortaya sürenlerin bir çoğu bilinçli yada bilinçsiz lucifer ordusuna hizmet etmektedir.

Yeter.Öptüm sizi.







14 Şubat 2013 Perşembe

Gelmiş Geçmiş En Zırva Kişisel Gelişim Teknikleri Top 10 Listesi

Üzgün,süzgün,çaresiz,bitkin yolculara merhaba;

Bugün gözüme ilişen bir tabela bana bu yazı için ilham oldu.Aynen şu yazıyordu koca tabelada;Medyumunuz-Yaşam koçluğu yapılır.İçeri dalıp --senin eben güzelmiydi? demek isterdim.

Hadi listeye gözatalım.Güzelleşelim.

1-KUANTUM KOÇLUĞU.
Bunun yanında birde ''kuantum kodlama vardır.Ve kuantum nefes koçu,kuantum dallaması diye gidiyor''
2-MELEK KOÇLUĞU.
Yan dalları;Uzaktan melek bağlantıları uyumlaması,baş melek mikail enerjisine uyumlanma.Daha var ama yazamıyacağım asabım bozuluyor.
3-AİLE DİZİMİ TERAPİSİ.
Bu saçmalamakta kendini aşmış yöntemin açılımı şudur;Bu teknik aile köklerinize yapılan spiritüel bir yolculuktur.Geçmiş aile köklerinizdeki sorunları çözerek şimdiki zamanınızı iyleştirir.Örnek;geçmişte manyak bir akrabanız varsa sizde şimdi manyaksınız.O manyağın enerjisini temizleyerek sizin bu hayatınızdaki manyamış halinizi düzeltirler..miş.miş.Bu terapi yasalsa bende şizofreni bir hastalık değildir derim o zaman.
4-REGRESYON. (Geçmiş yaşamı şifalandırma).
Bu teknik reenkarnasyona girdiği için üzerine iki sayfalık bir yazı yazabilirim.Varlığı yada yokluğu bilimsel olarak ispatlanmamış,dinende kesinlikle rededilen bu kavramın terapisi olurmu? Hadi olur diyelim.Hadi reenkarnasyon var diyelim.Peki dünyaya bizi defalarca getiren ilahi gücün geçmiş yaşamımızın şimdiki hayatımıza etki etmemesi için zihnimize bir filtre koymaması salakça olmazmı? Önceki hayatımda yanarak ölmüş olmamın bu hayatımda sürünen bir ruh halinde gezmeme sebep olması,benim tekamülümün içine etmezmi?Kısacası aile dizimi zımbırtısı neyse bu da odur.
5-MOR ALEV,GÜMÜŞ MOR ALEV,ALTIN GÜMÜŞ MOR ALEV ENERJİSİ UYUMLAMASI.
Ha siktirrrr dedirtecek bir şeydir.Açılımına bakalım ve biraz daha şok geçirelim;Yükselmiş üstad Saint Germain tarafından yeniden ortaya koyulmuştur.Tanrı bilincinin yedinci ışınıdır.Hayatımızdaki bencillikleri aşabilecek erdemi bize kazandırır.Bu bilgileri bize ulaşması için kanallık eden hıyarın adıda Hair des melchizedek miş.John armitage olarakta tanınırmış zatialileri.Bu alev bizim geçmiş yaşam kayıtlarımızı silerek bizi özgürleştirirmiş.Bu alev ve kont benim mantık sınırlarımı aşıyor,daha fazla yazamayacağım çünkü direkt psikopata bağlarım.O alev size girsin.
6-REİKİ.
Kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir tekniktir.Kokana bir grup kadının bir araya gelip --ayolll reiki vererek yaptım beakkkk kurabiyeme dediği reiki,sevgi,ışık toplantıları yeterlidir benim için.Bu teknikte mistik öğretiler çerçevesinde içine ışık kaçmış rehberlerin(!) para karşılığında sattığı ucuz bir malzemedir.Tehlikelidir.
7-SEDONA.
Bu metodu anlayabilmek evrenin sırrını çözmekle eşdeğerdir.Kitabıda,anında mantar gibi türeyen sözde eğitmenleride size der ki;Sedona Yöntemi, size, acı veren, istenmeyen, olumsuz duyguları anında serbest bırakmayı öğreten; eşsiz, sade, öğrenmesi kolay ve çok güçlü bir araçtır. Sedona Yöntemi, serbest bırakmayla ilgilidir… Serbest bırakma, herkesin sahip olduğu doğal bir yetenektir, ancak çok az kişi bunu bilinçli ve sürekli olarak kullanmayı bilir.
Bu cici açıklama sizi yanıltmasın.Yöntemi uygulamak,anlamak mümkün değildir.Kendi kendini bloke eden cümleler içerir.Gizemli ve özel bir şifre ile yazılmış gibidir.Ürkütücüdür.Bunu anlayabilmeniz için saati 100 tl ye size bunu öğreteceğini vaat edenler de hiç bir bok anlamamıştır.Bir efsanedir.
8-EFT .
9-ESMA-ÜL HÜSNA RUHSAL OKUMA UYGULAYICILIK PROGRAMI.
Duygularımı ifade edemeyecek kadar dumur olmuş haldeyim.Programın sonunda sertifika verilmeside ayrıca acı verici.Çarpılmıştır lan bunlar.
10-NEFES İLE BOLLUK BEREKET ÇALIŞMASI-HOLOTERAPİ
Sizin ebenizde holoterapi yapardı dimi? Bilimsellikten uzak bir para tuzağıdır kendileri.Holo,molo hepsi hikayedir.

Güncel top 10 listemiz...Agresif Melek gururla sundu.

12 Şubat 2013 Salı

Bilinçaltı Temizleme Süpürgesi 800 Dolar.Alana Yanında Kazma Hediye.



Ben böyle bir şey icat ettiğimi söylesem ve satışına başlasam eminim çok müşterim olurdu.Yazık bize ne trajiğiz bazen diyemeyeceğim.Çoğu kez öyleyiz.Biz insanoğlu.

Hayat yolunda saçmalayıp duran,ayağı ikide bir takılıp düşen yolculara merhaba;

Hızlı bir giriş ve kapanışla lafı uzatmayacağım.Yaşam ve ölüm çizgisinde travma geçiren insanoğluna umut tacirliği yapan beyin,ruh,ilişki uzmanlarının internet üzerinden ciddi rakamlarda müşterileri oluştu.Eskiden cinci,büyücü,muskacı hocalar devri vardı.Derdi olan onlara giderdi.Muskalar yazdırılır takılır,okunmuş sular,şekerler içilir üstünede büyük paralar verilirdi.Ama yeni akım başka...çakra temizliği,reiki ile bolluk bereket,kuantum düşünce ile geleceği yaratma,bilinçaltına hipnoz ile müdahale ve çekim yasasını çalıştırma,olumlama telkinleri ile dna nızı değiştirme,3 adımda geleceği yaratmak,anasının gözü,ebesinin şeyi..

Bizim mahalledeki cinci hoca tanımı değişerek;Kişisel gelişim ve kuantum varoluş sistemi uzmanı oldu.Amerikadan sertifikalı,hindistan eğitimli,rusyadan şeyli...diye gidiyor.Arama motorlarında bakarsanız medyumlar bile çakradan bahseder oldular.Kibarlaşan cinciler kuantumcu oldular.Hepsinin sattığı şey ise aynı:UMUT.

Ofislerinde yada internet üzerinden yapacakları yardım için büyük paralar alıyorlar.Eğitim adını verdikleri toplu showlarında (ben show diyorum) güzel paralar kazanıyorlar.Sonuç ise koca bir sıfır.Kimseye bir yardım ettikleri falan yok.Hepsi ışıktan,tanrı olduğumuzdan ve herşeyi istersek yaratacağımızdan bahsedip duruyorlar.Burayı büyük harfle yazacağım buna dikkat edin;SAVUNDUKLARI VE EMPOZE ETMEYE ÇALIŞTIKLARI EN ÇARPICI KONU İSE,BAŞIMIZA GELEN HERŞEYİ BİZİM YARATTIĞIMIZDIR.Bunu özellikle dikte etmeye çalışırlar.Bu çok tehlikelidir.Tecavüze uğramışsınızdır bunu siz yapmışsınızdır,çocuğunuzu bir manyak kaçırıp öldürmüştür bunu siz yapmışsınızdır,ortağınız ağzınıza sıçıp sizi batırıp dünya borçla ortada bırakmıştır,bunu siz yapmışsınızdır,sevgiliniz sizi en yakın arkadaşınızla aldatıp gitmiştir,bunu siz yapmışsınızdır,insanlar açlık çekiyor,çocuklar öldürülüyor bunu yine siz yapmışsınızdır gibi...Amaç sizi tepkisiz kılmak.Olana bitene,haksızlığa,adaletsizliğe,çarpıklığa tepkisiz kalmanızı sağlamaktır.

Bu bir hipnozdur.Dalga dalga yayılan,gittikçe güçlenen bir tehlikedir.

İnanın cinci hocalar yanlarında masum kalıyorlar.Size yapılanı görün.Bu lucifer tabanlı kişisel gelişim olayından kesinlikle uzak durun.Doğaya çıkın,yürüyün,eskiden yaptıklarınızı yapın.Ama bu yeni çağ öğretilerinden kaçın.

Lafı uzatmayacağımı söylemiştim.Şimdilik yeter.Farkındalık ve sevgiyle kalın.Diye de bitirebilirdim.Yaw bu nasıl bir cümledir.Hele sonuna eklenen Aşkla... vardır ki birde onun aşkla kal,namaste versiyonu vardır akıllara zarardır.Hepsi ışıkçıların lisanıdır,gereksizdir.

10 Şubat 2013 Pazar

İrtifa Kaybeden Ruhlar

Hemen yükselin.Cesaretle gidin hüzünlerinizin üstüne.Agresif olun.Yukarı..yukarı..hadi daha çok yukarı.Süzülün hayatınızın üstünde.Hırçın olun biraz...Uyuşmuş,sahte gülücüklerden vazgeçin.Gülümsemeniz gerçekten istediğiniz için olsun dudaklarınızda..

Kanmayın şu hipnozcu ışık,sevgi,zoraki pozitif oldurtmaya çalışan kendini uzman sananlara.Acı çekiyorsanız zorlamayın,bırakın acıyı sizi ezsin birazdan gidecek zaten.O sadece geçerken uğramışlardan.

Biraz daha yukarı..yükselinnn!!! Tüm yaşanmışlıklara,yaşanacaklara karşı kendiniz gibi olun.Hangi duygular içindeyseniz onlarıda alıp yükselin.Ağlamak istiyorsanız ağlayın.Küfür etmek istiyorsanız edin.Salın tüm duygularınızı.Koyverin gitsin!

Siz siz olun pozitif düşüneceksiniz diye gerçek duygularınızı bastırmayın.Sizi dibe çeker,süründürür.Öfkelenin.Sizi ele geçirmesine izin vermeden her duyguyu hissetiğiniz an dibine kadar yaşayın.Veeee bırakın.




Yüksek irtifalarda ruhunuzu özgürlüğe boğun.Ben sevgiyim diyip içinizden intihar etmek isteyeceğinize bağırarak ağlayın.Yükseleceksiniz...

İyi pazarlar.



9 Şubat 2013 Cumartesi

Kişisel Gelişim Palavraları 3

Nedir bu çektiğimiz ruh,evren,kader uzmanı kesilen hıyarlardan?

Selam yolcular..yolunuz her nereye gidiyorsa açık olsun.

Hani en son subliminal mesajlar içeren telkinlerde kalmıştık.Hani şu bilinçaltımızı temizleyecek ve çekim yasasını çatır çatır işletecek telkin cd leri demiştik.İşte oradan devammmm.

Subliminal mesaj yani;görsel yada işitsel olarak sadece bilinçaltının anlayabildiği gizli mesajlardır.Misal bir müziğin içine yerleştirilen subliminal mesajlarla bilinçaltınıza çalışılır.Tek şartı güya olumlu cümleler içermesiymiş falan filan.Korku,kendini affetme,geçmişi affetme,ego güçlendirme gibi çeşitleri vardır.Çeşit çeşit seç beğen al.Yazar olma cd si bile gördüm ben.Buda reiki gibi almış başını gitmiştir.Bir akıllara zarar örnek daha; bolluk bereketi kendine çekme cd si.Zartttt mı desem zortmuuu..Bilemedim.


Uykuda dinlenen çeşitleri varsa da gün içinde 8 saat dinlenmesi yeterli denmiştir.Ama 21 gün mutlaka geçmeli,birden çok sorunumuz varsa ortaya karışık misali,telkinlerden bir demet yapıp daha sonra dinleyebilirmişiz.Bunun birde görsel programları vardır ki ona girersem çıkamam şimdi.Ama zırvalığın en gelişmiş halidir diyeyim sadece siz anlayın.Biz dönelim cd lere...Şırıl şırıl akan sular,kuş cıvıltıları yada başka herhangi bir denyo müziğin içine yerleştirilmiş hali ile ücretsiz denemelik telkin cd leri vardır.Ücretlileri ise kişiye özel olarakta yapılmaktadır.Bak sen...ne güzel.



Telefonda yada msn de sizinle görüşüp nasıl bir manyak olduğunuzu öğrendikten sonra telkin cd leriniz kredi kartınızla yaptığınız ödeme ile kapınıza geliyormuş.Ben o kadar ileri gitmedim ama ücretsiz olanlarını indirip denedim.Doğa,kuş sesleri evimde yankılanıyordu.Mide bulantısı,baş ağrısı,huzursuzluk gibi yan etkileri var diye uyarıları vardı.Bizim kişisel gelişimci güruhla durumumuzu paslaşıyorduk.Telefonuna yükleyip işe giderken dinleyenler,uyurken dinlemeyi tercih edenler,kaldırım mühendisi olup,evde benim gibi takılanlar pc de tüm gün,doğa sesleri eşliğinde telkin dinliyorduk.Güruhta yan etki olmadı.Ama içimizden bu ne lan,21 gün nasıl çekcez bunu sesleri yükseliyordu.21 gün çilesini cidden tamamlayanlar oldu.Suçluluk duygusu telkini dinleyip geçmişe çizgi çeken çekeneydi.Çok umutluyduk.Bu telkinler bilinçaltımızın anasını ağlatacaktı.Şu evrene siparişlerimiz bir bir gerçekleşecekti.Mesaj içeriklerinden birer örnekte kondurayım şuraya;
--Sevgi koşulsuzdur.Ben sevgiyim.
--Ya doğruyu yapıyorum ya da öğreniyorum.
--Zihnimin olağanüstü iyleştirici gücü beni daima sağlıklı,genç ve zinde yapıyor.
--Hedeflerim bir bir bana doğru geliyor.Gerçekleşiyor.Görüyorum.

Ve allahım ben sana geliyorum.Buda benim cümlem.

Bizim güruh aslında zekiydi.Kim hıyarım dese tuz alıp koşsakta dönen dümeni gördükmü açıyorduk çenemizi.Kapatana aşkolsun.Birimiz dedi ki;yahu dinlediğimiz telkinin içeriğini bilmiyoruz.Ya bilinçaltımızı kötü etkileyecek şeylerse? Sesler gittikçe arttı.Mesajlar tavan yaptı.Hemennnn telkin içerikleri ilgili cd lerin yanında yer aldı.Bunu aştık.Ama bir sorun daha vardı.Hala kulağımızın duymadığı bir şeyi dinliyorduk.Telkin içeriğinden emin olamazdık.Hopppp telkini müzikten ayıran program linkleri havada uçuştu.Bunuda hallettik.Ama dedilerki bu bilinçaltı uzmanları(!) her cd dinlenilmez bizim cd lerimiz falanca teknikle okunuyor.Bilinçaltının bilmem hangi katına girip,direncini kırıp şey ediyor dediler.Her cd ile adam olamazsınız lan dediler.

Zaten beynimiz mikilmiş kuş sesinden,arı vızırtısından şelale gürlemesinden üstüne birde bu açıklama getirilince işin yine paraya doğru gittiğini görmek zor değildi.Kişiye özel cd ve moneyyyyyyyyyyyy meselesi.Tamamen duygusal yani.Gidip elektro şok yaptırırım beynime hepimiz kurtuluruz.Bu ne yaw.

Peki etkilimi? Peki telkin cd leri ile fobilerden kurtulmak,daha olumlu olmak,geçmişe siktiri çekmek mümkünmü? Yada dil öğrenmek? Kesinlikle hayır!!! Bunların hepsi para tuzağı.Ruh simsarı bunlar.Acı simsarı,umut tüccarı.Ben dahil etrafımda kişisel gelişim uğrunda bu yöntemi tecrübe eden bir çok kişi vaktini boşa harcamıştır.Üstelik bu subliminal denilen tekniğin bilincimize verdiği zararlarıda tam olarak bilemiyoruz.Tüm bu safsatalar secret denilen kitabın uzantısıdır.Çekim yasasını yutturamayanlar bilinçaltı temizliği teknikleri ile işi ticarete dökmüştür.

Bilinçaltı telkinlerin amacı bilincin alt katmanlarına girip başka düşünceleri TOHUMLAMAK sa biz neden bunu kendimiz yapmıyoruz?
Kalbimize vicdan ekelim,karşılıksız birilerine iylik yapalım.İnanın insanın kirini arındıran şeyler bunlar.Değil bilinçaltı tüm hücrelerimize nüfuz edecek güçteler.Geçmişi unutmaya çalışmak yerine hayatımızın dipnotu olarak görmeyi deneyelim.Geçmiş bize notlar düşer...ama acı ama mutlu.Yürüdüğün yollarsın,yürüyeceğin değil.Geçmiş olmasa o acılar olmasa ne halt olacaktın ha?
Dibine kadar yaşayalım hayatı lan!!! Bak nasıl çalışıyor çekim yasası gör o zaman!

Bir sonraki kişisel gelişim palavraları yazı dizimde;sedona zımbırtısı tekniği,geleceği yaratmak şizofrenisi,kuantum ışığı şeysi ve en önemlisi esma enerjisine uyumlanma trajedisini daha doğrusu bir çok tekniği toptan ele alacağım.

Hadi dağılalım.


8 Şubat 2013 Cuma

Kişisel gelişim palavraları 2


Selam yolcular;

Direk konuya gireceğim.Geçen gün görmemişin bir bloğu olmuş modunda sayfanın heryerini kurcalamayı abarttığım için asıl konumdan uzaklaşmıştım.Ama başlıyorummm.Kemerlerinizi bağlayın,sigaranızı yakın,içeceğinizi yanınıza alın.

2008 yılında bunalım içindeyken kişisel gelişim teknikleri ve bu konu üzerinden hizmet veren internet siteleri  ile tanıştım.İlk ve en önemli furya secret adlı kitaptı biliyorsunuz.Bir çok insan gibi bende o kitapta anlatılan '' çekim yasası '' olayına kendimi kaptırmıştım.Yeni bir bilgiydi ve heyecan vericiydi.Kitabı alıp okudum,cd sinide on kere falan izledim.Şu meşhur ölmüş bilimadamlarının bir masada oturmuş sırrı saklar halde gösterildikleri sahnede ağlamak üzereydim.Vay anasını  nasılda saklamışlar bizden şerefsizler...falan diye baya bir sinir yaptım.Madem istediğimiz herşeyi evrene sipariş edebiliyormuşuz nedir bu çektiğimiz yaw diyip hırslandım.Herkes gibi...Ortalık gırla evrene sipariş,çekim katalogları (hani şu ünlü istediğin şeylerin resmini kes,bir panoya yapıştır olayı) ile doluydu.Girdiğim her kişisel gelişim forumunda çekim yasası grupları,sohbet odaları,teknikleri diye bölümler vardı.Hayallerini almak isteyen kalbi kırık insanoğlunun gözleri parlıyordu.Seksmi secret mı desen sıkrıttttttttttttttttttttt ulannn diye bağıracakları yüzde yüz olan kişilerdi bunlar.Ama acı son yakındı....

Kimse hiçbirşeyi çekemiyordu.Ne giden sevgilisi geliyordu,ne son model araba nede bankada bol sıfırlı hesapları oluyordu.Sağlıklarının düzelmesini isteyenler  gibi zayıflamak isteyen insanlarda ellerinde secret kitabı ile kalakalmışlardı.Zaten kitap bir şey anlatmıyordu ki.İstediğiniz herşeyi isteyin size gelsin diyor başkada bi bok demiyor.Nasıl gelecek_ nasıl çekecemmmmm diye bağrınarak kalıyorsun.Bir şey yanlıştı...Kendimi hiç söylemiyorum.O bilimadamlarının sülalesine düz gittim o kadar söyliyeyim.Tam bu sıradaaaaa çekim yasasının gerçekleşebilmesi için bilinçaltı kalıplarımızın temizlenmesi gerektiği ortaya atıldı.Allahhhhh bir sevinç bir umut..peki nasıl temizleyeceğiz???

Yine elinde şekeri yere düşmüş çocuklar gibi bakıyordum,bakıyorduk daha doğrusu.Bir güruhla birlikte takip ediyordum bu gelişmeleri.Yazımın bundan sonrasında çoğul eki kullanacağım haberiniz ola.....

Kabus gibi hayatımızdan sorumlu tutulan bilinçaltımızı temizlemek için bize ''EFT'' yapın dediler.Tekniğini öğretmek istediler.Eft bankada hesaptan para aktarmadır bildiğimiz.Ama bu başka bir eft dir..sizin duygusal negatif bilinçaltı birikimlerinizi,vücudunuzdaki meridyenlerden parmak darbesi ile temizleyen bir tekniktir.Ama bu işin olmazsa olmazı İNANMAKTIR dediler.Eft için çok daha ayrıntılı bilgiyi google a yazarak alın lütfen.Ben uğraşamıyacağım zaten gereksizinde gereksizi bir teknik! Eeee? parmaklarımızı bedenimizdeki meridyenlere vurduk ve vururken dedik ki --kendimi affediyorum--,--kendimi onaylıyorum hemde tümüyle öyle yamalak değil tümden--,--kendimi seviyorum--dedik.O parmaklar vurdu,diller söyledi.Defalarca ve defelarca...parmakladık durduk kendimizi.Sonuç yine yok! Sabah yine aynı kalaslıkla ve ''lanet olsun,yine sabah oldu'' diyerek uyandık.Niye böyle oldu dedik.Siz bu işin felsefesini anlamamışsınız dediler.Nerede,nasıl anlayabiliriz dedik? Ofisimde bilmem kaç liraya gel anlatayım dediler.Hııııı dedik.Şimdi anladıkkkkkk!!!

Biz sırrı aramaya devam ettik.Birileri çıkıp dediki ''REİKİ'' size yardım edecek.Japon bir herif  dr. Mikao Usui nin insanoğluna armağanıymış reiki tekniği.Bu tekniktede reikiye uyumlanan birisi sizide uyumluyor.Şifa enerjisi denilen bu reikiyi başlıyosun ellerin aracılığı ile akıtmaya...başın ağrıyo koyuyosun elini falan..birde sembolleri var ve sembollerinde ezberlenmesi zor isimleri var.Hon-sha-ze-sho-nen bir örnek mesela...kalbini,bedenini reikiye açıp bu sembol isimlerini söyleyip şifa veriyosun kendine yada bir başkasına...Zaten bi süre sonra psikopata bağlayıp bozulan modemine reiki vereni bile görüyosun orada allahım sana geliyorum diyip aşıyosun zaten.Bir süre budistler gibi davranıp her halta reiki verdikten sonra hayatında hiç bir şeyin değişmediğini görüp yine aynı soruyu soruyorsun.Ve aldığın cevap yine aynı.Ver ikiyüz kağıt öğreteyim sana.Bedavaya olmaz bu iş! Bazen o parayıda veriyorsun,öğreniyosun yine olmuyor be kardeşim.Buda zırt çıktı,olmuyoooo.Çekim yasası hala işlemiyor.


Biz hala yollardayız.Koymuşuz bir kere başımızı bu yola.Bulacaz sırrı.Biri öyle şeyler söylüyor ki biz tamam lan bu sefer olacak diyoruz.Hipnoz! Evet..evet..geçmiş yaşam diyor,reenkarnasyon diyor.Geçmiş yaşamdaki hayatımız yüzünden biz ve bilinçaltımız bu hayatımızda boka sarmışız.Doğru diyor bu adam.Önceki hayatımda katilsem bu hayatta sürünüyom ben.Ya da cinayete kurban gitmişsem bu hayatımda depresyonda geziyom.Evettttt bu iş tamam.Hadiiii hipnoza beyler,bayanlar.Kimimiz baron,barones,kraliçe vs. olduğumuzu öğreniyoruz önceki hayatımızda.Yüzümüzde angutumsu gururlu bir gülümseme eşliğinde --biliyordum,hissediyordum zaten neden bu hayatıma uyum sağlayamadığımı diyip mağrur bakışlar atıyoruz etrafımıza.Neymiş bir önceki hayatımızda bilmem hangi ülkenin kontuymuşuz..vay anam vay.Eğitmen,hipnozda önceden ne halt olduğumuzu bulduktan sonra yine kendimizi affetmemizi falan söylüyor.Geçmişin bittiğini öğütlüyor.Salya sümük ağlayarak uyanıyor bazımız hipnozdan.Perma perişan eve dönüyoruz.Aradan zaman geçiyor çekim yasasını becermeyi bırak bu hayatımızı neden seçmişiz soruları ile iyice depresyona giriyoruz.Sürüm sürüm sürünüyoruz.Hipnozun gelmişini geçmişini diyip..............................!




Yılmadık.Devam.Bir söylenti dolaşıyor.Bizim güruhtan birisi titreyerek mesaj atıyor.Telkin diyor.Subliminal mesajlar diyor.Günde 8 saat dinlenilen cd ler var,bilinçaltını temizliyormuş diyor.Titriyorum bende...Çekim yasası bu sefer işleyecekmi ne?





Devam edecek.

5 Şubat 2013 Salı

Ruhumuzu da alıp gidelim buralardan...

Bir yer olsa...bedenini bırakıp çıkıp gidebildiğin.

Biletimiz özgürlük olsa.Ölümden ayrı bizim seçtiğimiz bir yolculuk olsa..Ruhumuzu alıp gittiğimiz.

Kanatlansak...maviye karışsak.

Hiç doğmamış gibi,hiç bilmemiş gibi,hiç incinmemiş gibi.

Sadece gitsek buralardan.





Dünya müzik endüstrisinin içine ne kaçtı?

Her dilde merhaba yolcular;

Kişisel gelişimdeki paragöz,savundukları iyilik hallerinden oldukça uzak sözde rehberleri ve öğretilerini ele aldığım yazımı erteleyip canımı sıkan bir diğer konuya değineceğim.

Ne oldu bu müzik piyasasına? Bizi heyecandan titreten,son klibini yada çıkaracağı şarkıyı,albümü iple çektiğimiz,konserlerinde bayılacak gibi olduğumuz sanatçılara ne oldu yaw? Nerede sisteme,politikaya,toplumsal çarpıklıklara gönderme yapan,hayatın zehrine biraz olsun katlanmamızı sağlayan şarkılar,şarkıcılar,gruplar NEREDE? Adam gibi bir aşk şarkısı bile yok lan.Şöyle içimizi yakacak,kavuracak şarkılar...Radyoların bile tadı yok.Elektronik zırvalık,teneke müziği dönüp duruyor tüm gün.

Piyasadaki sağlam müzisyenlerin bir çoğu yaşlandı,öldü,emekli oldu falan ama bu yeni jenerasyonun hali nedir? Hiçmi ruhundan müzik yapan yetişmiyor bu jenerasyonda? Elini apış arasına götüren,kıçını açan,eşcinsel mesajlar veren üstüne birde şu dallama illüminati mesajları içeren hareketleri çeken rahatlıkla müzik sanatçısı oluyor günümüzde.Tüm yatırım bu hıyarlara yapılıyor.Eskilerden,hala ortalıklarda dolaşan bir madonna var.Oda bıkmadı sahnede masturbasyon yapmaktan.Yani bir senin şeyin var dimi madonna?Sen onu göstermesen bu dünyada kimse özgür seks yapamaz zaten.Sen devrim yaptın dimi gerizekalı? Zaten madonnada kabala öğretisi ile yeni çağa ayak uydurmuş durumda.Sevmiyorum artık seni.



Ve gözümüze gözümüze sokulan diğerleri;

Rihanna nın kadınlarla sevişmesinden,şu meşhur üçgen sembollerinden,mason göndermeler ile dolu kliplerinden bıktım usandım.Lady gaga zaten kendini aşmış beyinsiz bir kukla.Tek göz hareketleri,yine rihanna gibi gaganında bir şeyler anlatmak isteyen mesaj dolu luciferi öven kliplerinden midem bulanıyor.Ama ödülleri götürüyorlar o ayrı.(Zaten ödül veren oluşumlarda bir şekilde bu luciferci kafalara hizmet ediyor.)Peki Jay z nedir? Allah aşkına o adamın müzik endüstrisine katkısı ne,ne yapıyor? Peki beyonce? Her 10 zenciden 5 i zaten ses açısından güzel gırtlaklara sahipler.Çünkü böyle doğuyorlar.Genetik.Nedir beyonce nin bu abartılı şöhreti? Ondan daha göz alıcı olanlar ve iyi sese sahip olanlara yokmuş gibi davranılıyor.Neden? Çünkü üçgen işareti yapıp,tek gözünü kapatıp yine lucifer mesajlar veriyor.O üçgen size girsin.



Ve seks! Dünya üzerinde kimse seks yapmıyormuş gibi youtube da dönen kliplerinde bol bol göt izliyoruz.Maroon 5 bunlardan bir tanesi.Hepsi hipnoz yemiş gibi yada aynı fabrika üretimi birer robot gibi aynı hareketleri yapıp duruyorlar.Çarpık ilişkiler özellikle üstüne bastırılarak veriliyor bu kliplerde...Sayelerinde insan seksten soğuyor.Aklıma gelmişken Shakira diyeceğim.Bu kadın ilk parladığında kendine özgü bir tarzı vardı ve etkileyiciydi.Ne zaman amerikaya açıldı manyaklaştı.Gaganın yumuşatılmış hali ve bir seks objesi oldu.Her yol üçgene,göze ve sekse gidiyor.İlginç.

İzlenme,beğeni istatistiklerine bakıldığında dünya onları seviyor.Hadi ordan!!! Bunu nasıl beceriyorlar bilmiyorum ama bu beğeni oranlarınında aldatıcı olduğunu düşünüyorum.Hadi justin biber i takip eden çoluk çocuk neyse olabilir.Yetişme çağında bir damacanaya bile hayranlık besleyebiliyor insan.İlerde ben ne yapmışım yaaaa diyecekler.Ama atlatırlar.Tabi bilinçaltı mesajları ile beyinleri ciddi hasar almamışsa.Şanslılarsa.

Ülkemde bile tencere,tava,tas müziği rüzgarları esiyor.Albüm kapaklarında bir şekilde üçgene gönderme yapanlar var.Ülkemin ünlü bozuntularının bu tek göz olayına kendini kaptırması ayrı bir vaka zaten.Amerika bokunu alıp yüzüne sürse bunlarda sürecek.Vahimsiniz.



Ortada kalmış,sıkışmış,herşeyin tüketildiği bir çağın çocuklarıyız.Eskilerle ve yenilerden biraz ruhunu müziğe katanlarla idare ediyoruz.Bu çoğul ekini benim gibi düşünenler ve hissedenler için kullandım.Diğerlerinin canı cehenneme.Teneke ruhlular sizi...Üçgeninizide alın s..tirin gidin.Horusun gözü size girsin!

Ben buram buram isyan kokan,aşk kokan,hasret kokan deli divane şarkı söyleyen eski müzisyenleri özledim.

4 Şubat 2013 Pazartesi

Nasıl bir yaratımsın sennnn

Kullanıcı adı alırken puffer yazıpta alamadığımsın.İsim politikasına uyduramadığımsın.Aşkımsın.
Seviyom lan seni.

Ben bu yaratığa hayranım.Zehirli ama çok güzel.Tıpkı hayat gibi.

3 Şubat 2013 Pazar

Kişisel gelişim palavraları

İlk yazım.İlk bloğum.Çok doluyum lan.Yazmak belki iyi gelir dedim.Bir saat kullanıcı adı için uğraştım( her boku almış millet.Özellikle mitolojiden kullanıcı ismi kalmamış.Bilmem ne kapısını bekleyen melek bile alınmış yaw.Nedir bu mitolojik kullanıcı adı manyaklığı?) Türkçe bir ad alayım dedim burnumdan geldi.O konuya girmek dahi istemiyorum. Neyse...sonra bir saat temayla uğraştım.Ücretsiz olan tüm temaları denedim.Baya bir mutlu oldum.İki kupa kahve içtim.Sigaranın birini yaktım birini söndürdüm.Dört tane kremalı bisküvi yedim.Veeeee yazacağım konudan uzaklaştıkça uzaklaştım.Halbuki bloğu oluştururken kendimi en iyi blog ödülü alırken bile hayal etmiştim.Arızayım biliyorum.

Ama yılmam ben..bilirim kendimi.İlla bir bloğum olacak.Olacak ulan!

Başlığımı attım.Kişisel gelişim yolundaki handikaplardan,düzenbazlardan bahsedeceğim.Belki bu yazıda değil ama bahsedeceğim göreceksiniz.Uykum geliyor.Ama size şunu söyleyeyim derhal elinizdeki tüm kişisel gelişim kitaplarını atın.Hemen şimdi! olmasada...yapın bunu:)

Secret la başlayan hoppoonno mudur nedir yazamadımda devam eden ve kabus gibi büyüyen kişisel gelişim cehenneminde debelenen birisi olarak sizin gözünüzü açacağım.Nefes workshopuna bile gittim.Bu workshop da ne haltsa artık.Her bokun sonuna wörkkkşoppp diyince sanki başımız göğe eriyor.Eğitim de,atölye de...de işte bişi.Ama kendi dilinden de.Uykum var.Ve nefes seansında ağzım gözüm yamulmuş halde --kendimi affediyorum--bile dedim.Ya ben neden kendimi affedeyim.Kimsenin canına kastetmedim,banka soymadım ki soysamda niye affedeyimki (kapitalizme sıçayım.Sistem bizi soyuyorken iyi dimi? Bu ayrı bir yazı konusu.) sonracığıma kimseye iftira atmadım,kimseyi ekmeğinden etmedim,kimsenin sevgilisini elinden almadım,kimseyi incitmedim lan ben.Neyi affediyorum? Efendim;çocukluğunuzdan gelen travmatik olayların şeysinin bilinçaltınıza nüfuz eden şeyini affediyorsunuz.Yalannnnnnn! Yok böyle bir şey.Başarı,sağlık,para ve aşk.Bu dört şey için didinen insanoğluna her türlü dümen ile dört takla attıran,amuda kaldıran  kişisel gelişimcilere orta parmağımı kaldırıyorum.(Tabiki işini gerçek anlamda insan gibi iyi niyetle yapanları tenzih ediyorum.Parmak falan ayıp...Örnek; bilimsel ve tutarlı yöntemlerle insanlara ruhsal açıdan hizmet eden kişi ve kuruluşları.)

Bu yazı burada bitmedi.Daha yeni başladı.Konuşacak çok şey var.İpliği pazara çıkarılacak teknikler var.











Uyanın...bir dost.