28 Şubat 2013 Perşembe

YENİ ÇAĞ POZİTİF DÜŞÜNCE ÖĞRETİSİNİN GERÇEK AMACININ SİZİ BİR ROBOTA ÇEVİRMEK OLDUĞUNU BİLİYORMUYDUNUZ?



Bugün osho ve oshonun uzantıları olan bazı uzman kesilenlerin ego yalanlarını yazacaktım.Lakin kafamı kurcalayan önemli bir konu var.Ve bu yazıma ilham olan birde film var.Equilibrium http://www.ffullhdfilmizle.com/equilibrium-turkce-full-hd-izle.html/7 (Filme 7. parttan başlayın.Yükleyen arkadaş ilginçmiş.)
Kısaca konusu;Dünyanın sonunu getiren şeyin insan duyguları olduğunu savunan faşist sistem 3. dünya savaşı sonrası insanların hiç bir duyguyu hissetmemesini sağlayan prozium adlı ilacı almalarını zorunlu kılar.Gerisini izleyin bir zahmet.

Bizdeki proziumda şu sıralar kişisel gelişim hortlakları.Bilinçli ve bilinçsiz olarak ikiye ayrılıyorlar.Bilinçli olanları açık ve net bir şekilde şeytana hizmet ediyor.Konumuza dönelim;
Bu oshocuların (oshocu dememin sebebi her ne ad altında olursa olsun hepsi o sakallı zombinin yolundan gidiyor)en büyük silahı şudur;evren senin duygularınla hareket eder.Duygun neyse onu yaşarsın.Sen pozitif olursan pozitif şeyleri hayatına çekersin derler.Ama negatifsen her kötü olay gelir seni bulur der ve seni bir güzel kıskaca alırlar.

Bu güçlü,sözsel bir hipnozdur.Seni o an yakalar.Eyvah dersin yaşadıklarımın sebebi benim.Çünkü kötü düşünüyorum.Çok karamsarım.O yüzden sürünüyorum...gibi düşünceler beyninizi kemirir durur.
İşte bu büyük bir tuzaktır.Olumlu düşünmek uğruna sevdiklerinizin sorunlarını dinlemek bile sizi ürkütür.Çünkü ne demişti oshocular hatırlayalım;evren enerjidir.Negatif enerjiler sizi aşağı çeker ve siz pozitif düşünceden uzaklaşınca evrene vereceğiniz sinyaller negatif olur.Bu da hayatınızın kötü olmasına sebep olur.Hastalanırsınız,boşanırsınız,kaza geçirirsiniz,,işte insana dair tüm korkuları sıralarlar.Tetikleyici unsurları korkudur.Siz korkularınızdan kurtulmak için onların kapısını çalarsınız ama onlar sizi yine korkutarak umut vaat ederler.

Buraya dikkat!!! 
Evrene verdiğin sinyal hayatını belirler olayını öyle bir abartırlar ki size herhangi bir sosyal yardım kuruluşuna üye olmayı,savaşa hayır diyen bir topluluğu desteklemeyi bile korkutucu gösterirler.Çünkü bu tip oluşumların NEGATİF ENERJİYİ DAHA ÇOK BESLEDİĞİ YALANINI size bir güzel yuttururlar.
Fakirlere yardım eden bir kuruluşu desteklemenin fakir enerjisini size çekeceğini söylerler.
Kimsesiz çocuklara yardım etmek istersiniz bununda dünyadaki kimsesiz çocuk enerjisini artıracağını söylerler.

Kimsesiz çocuk enerjsidemi var yav?
Var var.Hani evren enerji ya bizde enerjiyiz ya ondan şekerim.
KENDİNİZE GELİN.Tüm bunların amacı sizi duygusuz,tepkisiz yapmak.Aptallaştırmak.Robotlaştırmak.Dünyayı kan,açlık götürürken susmanızı sağlamak.Suriye,libya,filistin,ırak,afrika,ülkemde ki şehitler daha sayayımmı?

Bir parantez açayım,akşam haberlerinde cudi dağındaki şehitleri ve ailelerinin feryadını izledikten hemen sonra şampuan reklamında hop hop hoplayan kızları izliyoruz.Yemeğimizi yerken allah rahmet eylesin diyip şampuan reklamındaki saçlara ve kıçlara bakıyoruz.Yeni çağ insanı olarak sosyal medyada iletilerimizi bayraklar süslüyor,kimimiz küfür ediyor,kimimiz dua ediyor vs..Ve gidip uyuyoruz.Yorum yapmıyorum.Sadece parantez açtım.

Filmi izlemenizi öneririm.Oshodan ve türevlerinden bir an olsun uzaklaşıp filme bir bakın.

Bizi biz yapan duygularımızdır.Ne ekersek onu biçeriz.Eski bir sözdür ama üstüne daha iyi bir söz söylenmemiştir.Farkında ol..dan daha açıklayıcıdır.Sürekli gülümseyerek gezmek,ya da olaylara amannn negatif enerji bana gelmesin diyerek tepkisiz kalmak hayatınızı daha güzel yapmaz.Asıl sorgulamanız gereken sistemdir.Sistem boktan kardeşim.Birileri dünyanın kaymağını yerken sizin aç kalmanızın nedeni sistemdir.Kozmik enerjilerin sana akmaması yada bilinçaltındaki para korkun falan hikayedir.Kadın-erkek ilişkilerine girmek dahi istemiyorum.Çünkü oda çarpık sistemin getirisidir.Dünyayı yönetenler hayatımızın ağzına sıçıyorken hangi enerjiden bahsediyorsunuz?

Bu kadar mutsuz,huzursuz,parasız ve korku halinde yaşamanızın nedeni enerjiler yada düşünceleriniz,duygularınız değil insan yaşamına değer vermeyen dünya düzenidir.Siz olumlu düşünce hipnozu altında salak salak gezerken onlar dünyayı daha kötü bir yer haline getiriyorlar.Umarım anlatabilmişimdir.







25 Şubat 2013 Pazartesi

Ezoterik,ökült bilgilerin aslında KABALA nın kişisel gelişim diye yutturulması

Kafası karışık,zihni bulandırılmış,kendini yaşıyor zanneden ama kendine dayattırılan yalanı yaşayan yolculara merhaba;

Uzatmadan girelim ve çıkalım şu konudan.

Yeni çağ spiritüel öğretilerin dilinden düşmeyen sevgi,ışık,anı yaşamak,zihnini boşaltmak,bilinçaltının gücü,karma(geçmiş yaşamlar),tezahür ettirmek(çekim yasası),astral seyahat,enerji taşları,kozmik enerjiler,imgeleme bunların hepsi ezoterik ve ökült bilgilerde vardır.

Bize yeni bilgi diye yutturulmaya çalışılan bir çok öğreti zaten vardı.Yeni hiç bir şey yok.Bu batı kaynaklı büyü ve enerji bilgileri bize kişisel gelişim kisvesi altında temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp tekrar verilmektedir.Tadı güzel ama zehri güçlü bir yiyecek misali...Veee hepsi tüm bu saçmalıkların gittiği yol neresi?Tabiki KABALA.
Nedir bu zımbırtı diyenlere kısa bir açıklama;Yahudilerin poh pohladığı mısır firavunlarının büyücülerinden etkilenen,tanrıları baphomet olan bir öğretidir.Baphomet şeytanı simgeler.Şeytanla bağlantı sağlama ritüellerini içeren merkana mistisizminden etkilenen kabala,sembollerle iletişim kurmak ve geleceği şekillendirmek amacını taşır.
Geleceği şekillendirmek? Size bir şey çağrıştırdımı?
Günümüz kişisel gelişimcilerin,telkincilerin sıklıkla başvurduğu bir cümledir.Bilmem ne yapın geleceğinizi şekillendirin,bilmem ne dinleyin geleceğinizi istediğiniz gibi yaratın gibi zırvalıklar.Şimdi hatırladınız.


Birde sembollerine bakalım;






Yine tanıdık geliyor hepsi değil mi? Çünkü gözümüze gözümüze sokuluyorlar.Yine söylüyorum spiritüalizmden uzak durun.Önce zihninizi sonrada ruhunuzu alırlar.Kabalayı isteyene,sevene sözüm yok.Boktan öğretinizi alıp gidebilirsiniz.Benim sözüm çaresiz,bilinçsiz,temiz kalpli insanlara bu çarpık öğretileri zikretmeye çalışanlaradır.Ve daha söyleyecek çok sözüm var.



23 Şubat 2013 Cumartesi

Barbie hipnozu ve dejenere ettiği beyinler.



Ürkütücü.Bu bir hipnozdur.Masum görünen barbie oyuncağının yaptığı bu resimde açıkca ortada.Üstelik hollywood filmleri,moda sektörüde incecik,anormal,insan ırkıyla alakasız görünümlü kadınlar yaratarak bu hipnoza destek çıkmaktadır.Bu hipnoz incecik olmak uğruna anoreksia,blumia gibi hastalıklar türetmiştir.İncecik beden uğruna bu hastalıklarla boğuşup ölenleri çok iyi biliyorsunuz.Bunun yanında bir çok kadın biraz göbeği çıksa dünyanın sonu gelmiş gibi davranıyorsa sebebi yine bu ince kadın hipnozudur.Barbie alter kişiliği ince ince damardan çocuklara işleniyor.Çocuğunuza normal oyuncaklar alın.Kendiniz evde bez bebeklerde yapabilirsiniz.Önemsiz gibi görünen ama ciddi önemli bir konudur bu barbie salaklığı.Dikkat,dikkat ve dikkat diyorum.


Dip not:Anime çizimlerde ki kızlarla ilgisi yoktur bu hipnozun.Animelere bok atmaktan başka bir şey değildir.Anime bir sanattır.Benimde sevdiğimdir.


22 Şubat 2013 Cuma

Düş olmuşum.

bir varmışım bir yok
yürümüşüm yollarında hayatın
ardımdan;
birilerinin anılarında kalmışım
üç-beş eski fotoğrafta donmuş gülümseyişim,
saçlarımda kalmış rüzgar
ben yaşamışım
ben ölmüşüm
puslu zamanda yitmişim
ismim asılı havada
ben artık bir düşmüşüm.

20 Şubat 2013 Çarşamba

İlişki Uzmanı? İlişki Koçu? Ne ayaksınız?

Siktir et hacı,biz okyanusları geçtik deredemi boğulacaz diyen yolculara merhaba;

Yine bir başka yazılası,tartışılası konuyla daha karşınızdayım.Amerikadan sertifikalı ilişki koçları neler yapar,ne yer ne içerler,mor alev kontu onlara çay içmeye gidermi,reiki üstadı usui hıyarını nasıl bilirler,helallik verirlermi gibi..olaya kartal bakışı bakacağım.
Ne hikmetse hepsi ya amerikadan ya uzakdoğudan sertifikalı oluyorlar.Bitlisin köyünden çıkmıyor hiç bir eğitmen nedense?!?Bu eğitmenlerin çoğuda içine ışık kaçmış muazzam bilgili(!) şahıslar oluyor ve hepsi osho gibi konuşuyor.Farkındalık denizinde yüz,egonu bırak,zihnini sustur,ışık sana daha rahat girsin diye aç bi tarafını,gel bana bazı bazı gibi...Bu osho hipnozcusuna ve ego konusuna ayrıca bir yazıda değineceğim.

Sevgiliniz gitti,eşiniz boşanalım diyor,uzun zamandır bekarsınız ve kimse yüzünüze bakmıyor.Bakanda kısa bir süre sonra ortadan kayboluyor.Müzmin bekar hallerinde ortalıkta geziyorsunuz.İlişkileriniz yürümüyor kısacası.Ulan bende büyümü var,kısmetimmi bağlanmış,bilmem kim vs.. bize düşmandı belkide o yaptırdı diye ultra paronayak hallere bile girersiniz.Hadi bu neyse de asıl kötü olan sevdiğinizin gitmesini sindiremeyip koyu bir depresyona düşmeniz,onu defalarca arayıp,mesaj yağmuruna tutup beddualar etmeniz,kendinizi öldürmekle tehdit etmeniz falan filan.İşte bu fenadır.Ah insan olmak ahhh...Bazen en mantıklı geçinenimiz bile bu hallere düşmüşüzdür.İşte tam bu hallerde gezerken bu koçlar karşınıza çıkar.Genellikle internette çok azda olsa kitapçı vitrinlerinde karşılaşırız.5 adımda sevdiğinizi geri getirme yöntemleri,bilinçaltınızdaki korkuyu yenin sevdiğiniz geri gelsin,ayrılık mayrılık yok sizde yoksunuz aslında ulan bu dünyada yok eee ne üzülüyosun yokuz diyorum sanaaa gerizekalı gibi...mesajları olan ilişki koçlarının eline düşersiniz.

Bu ilişki uzmanı,koçu,eğitmeni,ilişkinin her bişisi kişiler başlarlar size anlatmaya...Meşhur kuantumdan girer,galaksilere uzanır,dna mızı anlatır,reiki yi özetler,fotonları sevdirir,ademle havvanın yasak elmasının,kutsal kasesinin üzerinden geçer,aşk dansı yaptırır sizi şaşkoloza çevirip ağzınıza sıçıp oraya atarlar.Siz daha iyi seks hayatınız olacak sevgiliniz asla gitmeyecek diye heves içinde tırmalar durursunuz bunların kapısını.Hal böyleyken daha çok sıçarlar ağzınıza.Maaşınızı onların masasında bırakır gelirsiniz.Aşk dansını evde yapar kendinizi seksi hisseder kapıya,telefona hiç dikkat etmiyormuş gibi yapıp giden sevgilinizi heyecanla beklersiniz.Anlamadığınız  bir sürü teknikle boğuşurken,olumlu olcaksınız diye yüzünüzdeki angut gülümsemeyle hala sevgilinizi bekliyorsunuzdur.Tekniklere devammmm..Ha gayret..ışığına kuvvet.Derkennn...sevgili gelmezzz,aramaz sormaz,kendi dalgasında siz olmadan o biçim yaşamaktadır...ta ta ta tammmm...dını..nınn..dını..nınnn..zırıl zırıl ağlayarak koçunuza böğürerek dersiniz ki dönmediiiiiiiiiğğğğğğğğğ amaaağğğğaaaa!
İçine osho kaçmış ilişki koçunuz size şöyle der;Evren senin için gereksiz olanı temizledi.Yaptığın bu çalışmalar senin kıçının üstündeki çakrayı açtı ve o çakran eski sevgilini artık istemedi.Daha iyisine kendini açman gerekiyor.Farkındalığın arttı.Egona siktiri çektin.Şimdi ağlamayı bırak.Anı hisset.Geçmiş hayat kayıtlarına şifa verdim,dahada vereceğim.Sende bu para olduktan sonra ben sana neler vereceğim neler..(iç ses diyoloğu)
Veee asıl bomba geliyor;geçmişi geride bıraktın şimdi daha iyi kişinin,ruh ikizinin sana gelmesi için çalışacağız.Kutlu olsun.
Bu nedir biliyormusunuz? B planıdır.Sevgilinizin,eşinizin vs..gelmemesi durumunda hemen ortaya sürülecek ikinci plandır.Emin olun bu koçların C planıda vardır.Ola ki o evrensel enerjilerle,yasalarla,meditasyonlarla falan fıstık, muhteşemmmm sevgiliyi çekemediniz hayatınıza.Gelmiyor,gelemiyor.Ya da hali hazırdaki salakta olsa bir sevgiliniz vardı,eğer oda gitti ise...Enerjiden,tekniklerden yamulmuş bir halde ilişki koçunuzun karşısına çıktığınızda size şunu diyecek;Bilinçaltında öyle korkunçççç,devasa,birikmiş,temizlenmez duygular var ki daha çok çalışmalıyız.Boku yemişsin sen.Bu C planıdır.

Açın gözünüzü açın.Uyanın.

Işık,enerji,evrensel yasalar,bilinçaltı tabiki var.Ama bu şekilde değil.Tüm bu saydıklarımı kullanarak acaippp teknikler geliştirerek,kırk yıllık ''içinde biriktirme acını,öfkeni boşalt yoksa hasta olursun'' olayının adını TOPRAKLANMA (alfa,beta dalgaları,temizlediğin duygunun yerine olumlu duygu koymak diyede bir açılımı var kiii,al sana bir kaya nerene dayarsan daya olayına giriyor)koyarak hiç bir sevgili dönmez.Yav niye dönsün.Sizin hatalarınız varsa,yada duygular artık bitmişse,yada siz bile bile gönlü tekke olmuş birini seçmişseniz,yanlış kişiyse,ilişkinin bitmesi gerekiyorsa ve bu sizin için daha hayırlı olacaksa..Bunları düşündünüzmü hiç? Allah aşkına siz neyin peşindesiniz?

Üstelik 21. yy dayız ve herşeyin dejenere olduğu bir geçişteyiz.Evet cidden bir geçitten geçiyoruz.Ne eskilerin saf,amade evlilikleri var ne de eskisi gibi sevebiliyoruz.Evlilik bir prestij,bir kendini kanıtlama,ele güne karşı dünyanın borcunun altına girmekle eşdeğer.Sırf  düğün borcu yüzünden bunalıma girip boşananları biliyorum.Bir çoğumuz kariyer denilen zımbırtının altında ezilirken evlenmeyi unutuyor bile...ha şuda olsun ha şunuda başarayım,dur terfi edeyim derken yaş geçiyor.Ev kızıyım dediğinizde insanlar ben plütondan geldim demişsiniz gibi bakıyor.Yok öyle bir terim kalmadı.Ev kızları müzede sergilenecek az kaldı.Herşey değişiyor,değişirken yoruyor,kırıyor,incitiyor.Eşcinselliğin prim yaptığı bir dönemdeyiz.Beynimiz ve ruhumuz saptırma bilgi bobardımanı altında.Ruhsal savaşlar veriyoruz arkadaşım.Bu çağın adı  RUH SAVAŞLARI.Anla.Gör.

Konuyu bağlıyorum.Size aşk dansı yardım edemez.Bilinçaltı tortuları koca bir yalan.Bizi biz yapan bir çok şeyde bilinçaltımızda mevcut.Temizleyelim derken içi boşaltılmış hayvanlara dönüşür,süs olarak kullanılabiliriz.Size yardım edecek başka ve elle tutulur,gerçek yöntemler bulun.Hiç bir şey yapamazsanız eskiye dönün.Dua edin.Ve iyi niyeti bırakmayın.Umut etmeyi hele asla bırakmayın.Elinizde olan sevgilinizide ota,boka,çöpe takarak kaybetmeyin.Nokta.

Vallahi öpücem.Öptümmmm


19 Şubat 2013 Salı

Sokaklar,şehirler,insanlar.


Her şehrin kokusu vardır her insanın olduğu gibi...Bazı şehirler deniz ve yosun karışık hüzün kokar., insanı sarmalar melankoli, kendini uzaklara bakarken yakalarsın,bazısı bahar kokar buram buram neşe ile sarar ruhunu..ama bazı şehirler sihirli gibidir her bir sokağı ayrı bir süprizdir...bir sokak tarcın kokarken iştahlı iştahlı sırıtır ruhuna,bir sokak rutubetle karşılar soğuktur,gülümsemez yüzü,tenhadır,ürkütür....bir başka sokak insan kalabalığına karışmış buram buram kahve kokar,ılık ılık akar genzine..güzeldir şehirler,sokakları ve kokuları...
İnsanda öyledir,her insan ayrı bir şehir ayrı bir sokak misali süprizlerle doludur.


Kimi insan bazen tarçınlı bir sokaktır ,bazen kahve kokan davetkar aromalıdır bazende rutubet kokan,puslu gizemlidir...En sevdiğim insan deniz kokandır..yosunla karışık biraz hüzün biraz neşe anlatacak çok şeyi olan sokaklar gibi duran,insanı severim ben.
Şehirler insandır insanda şehir ama en güzeli deniz kokanıdır..ruhunu maviye boyayan şehirlerde insanlarda güzeldir...........

17 Şubat 2013 Pazar

Kuantum fiziğini sömüren kuantum koçlarının tuhaf hikayesi.

Uzun,anlaşılmaz,dolaylı fizik anlatımını bir kenara bırakarak kuantum fiziğine (mekaniğine,felsefesine) basitçe bir göz atalım.
Kendinden şüphe eden bir fizik yasasıdır.Belirsizlik ilkesine dayanır.Çünkü kuantum fiziğinde hiç bir şey mutlak doğru değildir.%50 oranında doğrudur,yanlıştır.Büyük devrim diye gösterilen ki benide etkilemişti zamanında en önemli altı çizilecek teorisi şudur;Evreni oluşturan atom ve atom altı parçacıklarını düşüncelerimize göre hareket ediyor olması..Bu eski fiziğin savunduğu '' insan sadece evreni gözlemleyebilir'' anlayışını altüst eden deneyde atom altı parçacıkları gözlemcinin düşüncelerine göre değişiyordu.

Kısa keselim.Fizikten nefret ederim.Tüm bu olan biten içinde kuantum felsefesi adı altında şu sonuca varıldı.
İnsan evreni sadece gözlemlemiyor.Düşüncelerine göre değiştirip,şekillendiriyor..Düşünceler değiştikçe farklı sonuçlar doğuyor.

Bunu duyan senmisin kuantum üstadlarımı dersin,şifacısımı dersin,koçu zaten her 10 kişiden birisi kuantum koçu neredeyse,kuantum psikoloji koçu bile var..Gırlaaaa gidiyor anasını satıyım.Bunların birde sertifikaları var.Hangi kurum ne adı altında bu eğitimi veriyor?Ne ayaksınız kardeşim siz.
Benim anlamadığım bu parçacık teorisi ile ne yapıyorlar? Düşünceni değiş hayatın değişsin sloganı ile bu fizik kuralları ne alakadır kardeşim?Yani bu koçlar ne yapıyor? Senin enerji boyutuna girip fotonlarını izleyip,yaşamak istediğin hayatı düşünüp o parçacıklarımı değiştiriyor? O zıkkım parçacıklara hükmetme güçlerimi var?Bu koçlar uzaylımı?Bu koçların ebesi kim?
Bak şimdi iyi dinle.Sana şunu yutturuyorlar;şu şu yöntemlerle senin bilinçaltını temizleyip doğru düşünmeni sağlayacağım.Sen doğru düşünmeye başlayıncada enerji alanındaki fotonların değişecek.Ve o hayalini kurduğun insan olacaksın diyorlar.İşi dna kayıtlarını değiştirmeye kadar götüren var ki onlara diyecek hiç bir şey bulamıyorum.Ücretide o biçim tabi bu koçların.Tuhaf olan bir başka şeyse gel hem hayatını züüperrr yapalım hem sanada sertifika verelim gibi vaatleri olmasıdır.Yani sende bir anda koç olup gezebiliyorsun ortalıkta.
Ve elde var sıfır.Daha fiziğin kendisi bile bu atom parçacıklarının derdinin ne olduğunu tam olarak çözememişken bu ortaya karışık salata gibi çeşitleri olan,her bir yerden pörtleyen kuantum koçlarını esefle kınıyorum!!!
Özellikle kırık kemiğini,kıçını,bacağını yani bedenindeki özrünü kuantum şifa vericem,düzelticem,iyleştiricem diyenleri esefle değil küfürle kınıyorum.Siktirin gidin hayatımızdan.Eskilerin yaşlı şifacı teyzelerine kurban olayım.

Foton parçacıklarına sevgi göndererek ne kendinizi ne de bu dünyayı değiştiremezsiniz.Kıçınızı kaldırıp eylemde bulunmanız gerekiyor.Katı gözle görülebilir,elle tutulabilir madde dünyasının çocuklarıyız.Karnımızı foton parçacığı doyurmuyor.Yalnızlık,acı içinde çırpınan bir yakınınıza,arkadaşınıza,sevgilinize sevgi vereceğinize atom parçalarına sevgi göndermenize inanamıyorum.İlişkin yürümüyorsa,sen bir öküzsen,kader çizginde bazı derslerin varsa ve sen bunu görmek zorundaysan parçacık ne yapsın yaw?


Rahat bırakın şu atomcukları.Bunun için daha çok erken.3. boyuttayız...anlatabildimmi?











Kişisel Gelişim Palavraları 4

Sürüm sürüm sürünen yolculara merhaba;

Hepimize iyi sürünmeler dilerim.Lakin biz öyle yolcularız ki yaşam yolumuzda,sürünsekte devam ederiz.Pes etmeyiz.Havlu atmaz o havluyu alır halay çekeriz.Siz..evet sen! Ne demek istediğimi anladın.Hadi bişiler al tıkınmalık yada ne alacaksan al gel bakayım,kurul koltuğunamı,sandalyenemi artık ne haltsa.Nereye oturursan otur yeterki gel bebeğim.Bende bir sigara yakayım,küllüğüm neredeeeee?

Hani telkinleri anlattık K.G.P 3 te.Kişisel gelişim palavraları 3 ün şeysi.Neyse..efem;
Bizi biz yapan acılarımızdan,korkularımızdan,anılarımızdan kurtulmak için çeşitli yollara başvurmaktan çekinmiyoruz öyle değilmi...Giden sevgilimizi geri getirmek için ''özellikle kadın yolcular'' ayın bilmem kaçıncı evresinde,mumlar yakıp ay dansı yapanımız bile var.Ay evrelerinde ritüellerin olduğu cd ler bir ara çok prim yapmıştı.Belki hala da yutturan vardır çaresizlere...
Erkek yolcularda hacılarda,hocalarda ama yeni çağ ile telkincilerde,kuantumcularda,ışıkcılarda demeliydim.Giden gitmişşşşş dönse ne olur? Hadi döndü ne o eskisi gibidir nede bekleyen siz eski sizsiniz.Biraz mantık yahu biraz güçlü olun.Salya sümük nedir bu şarlatanlara prim veriyorsunuz?

Bizi bu yollara sokan çaresizliğimiz ve umut arayışımız başımıza olmadık işler açar.Paramız gittiği gibi ruh sağlığımızında dengesini daha çok bozabiliriz.Sırf hayatımız daha güzel olacak diye olumlama yapmak adı altında,ben ışığım,ben huzurum,ben tanrıyım,ışık bana giriyor diye gezerek alttaki duyguyu daha çok güçlendiriyoruz.Ölmek istiyorsun ama odanın duvarına yapıştırdığın bir olumlama cümlesini zoraki gülümseyerek okuyorsun.Örnek;Ben bu hayatta sevdiklerimle cenneti yaşarım.Bu şuna benziyor,alev alev yanan bir evin içinde hiç bir şey olmuyormuş gibi salına salına gezen bir tip düşünün.İşte o sizsiniz.Ulan ev yanıyor kaçççç!!!

Olumsuz duyguların üzerine gidin.Çözüm yine kendi içinde sizin hayatınızın içinde bir yerlerde.Osho salağının sözlerinde değil.Size gerçekten iyi gelen kitaplar,filmler ve/veya kişilere yönelin.Bilmem ne uzmanı,bilmem kaç günde iyileşme,beyin gücünü kullanarak bilmem ne yapma gibi buna benzer cümlelerle başlayan-biten her türlü yazılı,görsel bilgilerden kaçınnnnn.

Bu yazımda değineceğim bir çok tekniğe top 10 listemde yer vermiştim.Bak lütfen hatta bakmalısın; http://agresifmelekler.blogspot.com/2013/02/gelmis-gecmis-en-zrva-kisisel-gelisim.html

Ben şimdi size ''geleceği yaratma'' tekniklerinden bahsetmek istiyorum.Ama kısaca olacak.Çünkü sıkıntıdan başka bir şey değil bu teknikler.
Efendim kuantum şizofrenisine göre bizim sahip olmak istediğimiz her şey istediğimiz anda kuantum alanda oluşuyormuş.Yani enerji boyutunda.Bize düşense onu almak için İNANÇLI olmamızmış.Çünkü isteğimiz zaten enerji alanında paketlenmiş,bizi bekliyormuş.Buna ulaşmak için en deli yöntemlerden birisini yazıyorum sıkı durun;
İsteğiniz için -mış gibi yapın.Kısacası bu.Açayım ben bunu yoksa mış gibi kalacaz.Diyelim ki ispanyolca öğrenip rehber olmak gibi bir hayaliniz var.Siz başlıyorsunuz gün içinde öyleymiş gibi davranmaya.İspanyolca konuşur gibi yapıp,turistlerinizi gezdiriyorsunuz.Kendinize ispanyolca mailler,sms ler atıyorsunuz.Hadi mesajlar neyse de ispanyolca konuşur gibi yapmak için yalnız olmanız gerekir.Yada heladayken yapacaksınız.

Sonra yaratıcılığınıza göre bunu ilerleteceksiniz.Bir defter alıp (bu sizin geleceği yaratma defteriniz olacak) ben sular seller gibi ispanyolca konuşuyorum.Bilmem hangi süper ajansın rehberiyim.Ben hatta ispanyolumda öyle değilmiş gibi yapıyordum falan yazarak saçmalamanızı abartabilirsiniz.

Bu -mış gibi yapma sürecini geçerken o kuş beyninizdeki aklınıza şu geliyor;yaw ben neden gidip bir ispanyolca kursuna yazılmıyorum diyorsunuz.Araştırıyorsunuz ki kurslar pahalı ve sizin o kadar paranız yok.Bunu o süperötesi rehberlerle paylaştığınızda diyorlar ki; aa senin para blokajın varrrr.Küçükken falan para hep el kiri denmiş,baban param olmasın gönlüm zengin olsun demiş ondan senin bilinçaltında bu blokaj olmuşmuşşşş yahhhhh...ee? diyosun.Hemen bu blokojı açma tekniklerini sıralıyorlar.Hem -mış gibi yapmaya çalışıp hemde para blokaj engelini ortadan kaldıracak,uçmuş teknikleri uygulamaya çalışırken kafayı sıyırıyorsun.Ve en önemlisi HAYATI KAÇIRIYORSUN!

Yaw bu dallama teknik için açılan merkezleremi yanayım,internetteki sitelerin tıklanma sayısınamı,yapılan tv programlarınamı yoksa yazılan kitaplaramı yanayım.Ben nerelere gideyim?

Kardeşim hangi para blokajından bahsediyorsunuz siz..O rehberler neden size ülkenizdeki ekonomik zorluklardan bahsetmiyor? Günde 12-16 saat çalışıp kazanacağı paranın daha eline geçmeden nasılda uçup gideceğini bilen bir kişiye hangi blokajdan bahsediyorsunuz? Asgari ücretten haberiniz varmı? Dünya ekonomisinin ve para kaynaklarının bir avuç picin elinde bulunduğunu bile bile kıçınızdan uydurduğunuz tekniklerle neden insanları sömürüyorsunuz?
Hangi enerji alanıymış bu? Ne kuantumu? Uyanın!!!

İspanyolca öğrenmek ve bir rehber olmanın çok daha gerçekleşebilir yolları varken bu zırva ötesi zırvalarla vakit kaybetmeyin.Örnekmi istiyorsunuz buyrun;(Kursa yazılamayacak birileri için)İspanyol bir arkadaş bulmak,o dilde yazılmış kitapları sözlük yardımıyla okumak,internet üzerinden online dil öğreten siteler,gazeteler,türkçe alt yazılı ispanyolca filmler,ikinci el alacağınız gramer kitaplar vs...Bakın ne kadar gerçekçi ve kolay yollar var.İkinci bir yolsa harcamalarınızı kısarak adam gibi bir kursa yazılmanızdır.Zeka kapasitenizde buna uygunsa ve vereceğiniz biraz çaba ile öğrenilmeyecek dil yok.

Yeni çağ etiketiyle süslenen kişisel gelişim kölelerinden biri olmayın.Bu kapitalist sistemin yarattığı kölelerin bir üst versiyonudur.Bu öğretilerin hepsi etrafınızda olup biten adaletsizlikleri görmemeniz için yaratılmıştır.Kimisi bunu sadece para yönünden sömürsede bunu ortaya sürenlerin bir çoğu bilinçli yada bilinçsiz lucifer ordusuna hizmet etmektedir.

Yeter.Öptüm sizi.







14 Şubat 2013 Perşembe

Gelmiş Geçmiş En Zırva Kişisel Gelişim Teknikleri Top 10 Listesi

Üzgün,süzgün,çaresiz,bitkin yolculara merhaba;

Bugün gözüme ilişen bir tabela bana bu yazı için ilham oldu.Aynen şu yazıyordu koca tabelada;Medyumunuz-Yaşam koçluğu yapılır.İçeri dalıp --senin eben güzelmiydi? demek isterdim.

Hadi listeye gözatalım.Güzelleşelim.

1-KUANTUM KOÇLUĞU.
Bunun yanında birde ''kuantum kodlama vardır.Ve kuantum nefes koçu,kuantum dallaması diye gidiyor''
2-MELEK KOÇLUĞU.
Yan dalları;Uzaktan melek bağlantıları uyumlaması,baş melek mikail enerjisine uyumlanma.Daha var ama yazamıyacağım asabım bozuluyor.
3-AİLE DİZİMİ TERAPİSİ.
Bu saçmalamakta kendini aşmış yöntemin açılımı şudur;Bu teknik aile köklerinize yapılan spiritüel bir yolculuktur.Geçmiş aile köklerinizdeki sorunları çözerek şimdiki zamanınızı iyleştirir.Örnek;geçmişte manyak bir akrabanız varsa sizde şimdi manyaksınız.O manyağın enerjisini temizleyerek sizin bu hayatınızdaki manyamış halinizi düzeltirler..miş.miş.Bu terapi yasalsa bende şizofreni bir hastalık değildir derim o zaman.
4-REGRESYON. (Geçmiş yaşamı şifalandırma).
Bu teknik reenkarnasyona girdiği için üzerine iki sayfalık bir yazı yazabilirim.Varlığı yada yokluğu bilimsel olarak ispatlanmamış,dinende kesinlikle rededilen bu kavramın terapisi olurmu? Hadi olur diyelim.Hadi reenkarnasyon var diyelim.Peki dünyaya bizi defalarca getiren ilahi gücün geçmiş yaşamımızın şimdiki hayatımıza etki etmemesi için zihnimize bir filtre koymaması salakça olmazmı? Önceki hayatımda yanarak ölmüş olmamın bu hayatımda sürünen bir ruh halinde gezmeme sebep olması,benim tekamülümün içine etmezmi?Kısacası aile dizimi zımbırtısı neyse bu da odur.
5-MOR ALEV,GÜMÜŞ MOR ALEV,ALTIN GÜMÜŞ MOR ALEV ENERJİSİ UYUMLAMASI.
Ha siktirrrr dedirtecek bir şeydir.Açılımına bakalım ve biraz daha şok geçirelim;Yükselmiş üstad Saint Germain tarafından yeniden ortaya koyulmuştur.Tanrı bilincinin yedinci ışınıdır.Hayatımızdaki bencillikleri aşabilecek erdemi bize kazandırır.Bu bilgileri bize ulaşması için kanallık eden hıyarın adıda Hair des melchizedek miş.John armitage olarakta tanınırmış zatialileri.Bu alev bizim geçmiş yaşam kayıtlarımızı silerek bizi özgürleştirirmiş.Bu alev ve kont benim mantık sınırlarımı aşıyor,daha fazla yazamayacağım çünkü direkt psikopata bağlarım.O alev size girsin.
6-REİKİ.
Kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir tekniktir.Kokana bir grup kadının bir araya gelip --ayolll reiki vererek yaptım beakkkk kurabiyeme dediği reiki,sevgi,ışık toplantıları yeterlidir benim için.Bu teknikte mistik öğretiler çerçevesinde içine ışık kaçmış rehberlerin(!) para karşılığında sattığı ucuz bir malzemedir.Tehlikelidir.
7-SEDONA.
Bu metodu anlayabilmek evrenin sırrını çözmekle eşdeğerdir.Kitabıda,anında mantar gibi türeyen sözde eğitmenleride size der ki;Sedona Yöntemi, size, acı veren, istenmeyen, olumsuz duyguları anında serbest bırakmayı öğreten; eşsiz, sade, öğrenmesi kolay ve çok güçlü bir araçtır. Sedona Yöntemi, serbest bırakmayla ilgilidir… Serbest bırakma, herkesin sahip olduğu doğal bir yetenektir, ancak çok az kişi bunu bilinçli ve sürekli olarak kullanmayı bilir.
Bu cici açıklama sizi yanıltmasın.Yöntemi uygulamak,anlamak mümkün değildir.Kendi kendini bloke eden cümleler içerir.Gizemli ve özel bir şifre ile yazılmış gibidir.Ürkütücüdür.Bunu anlayabilmeniz için saati 100 tl ye size bunu öğreteceğini vaat edenler de hiç bir bok anlamamıştır.Bir efsanedir.
8-EFT .
9-ESMA-ÜL HÜSNA RUHSAL OKUMA UYGULAYICILIK PROGRAMI.
Duygularımı ifade edemeyecek kadar dumur olmuş haldeyim.Programın sonunda sertifika verilmeside ayrıca acı verici.Çarpılmıştır lan bunlar.
10-NEFES İLE BOLLUK BEREKET ÇALIŞMASI-HOLOTERAPİ
Sizin ebenizde holoterapi yapardı dimi? Bilimsellikten uzak bir para tuzağıdır kendileri.Holo,molo hepsi hikayedir.

Güncel top 10 listemiz...Agresif Melek gururla sundu.

12 Şubat 2013 Salı

Bilinçaltı Temizleme Süpürgesi 800 Dolar.Alana Yanında Kazma Hediye.



Ben böyle bir şey icat ettiğimi söylesem ve satışına başlasam eminim çok müşterim olurdu.Yazık bize ne trajiğiz bazen diyemeyeceğim.Çoğu kez öyleyiz.Biz insanoğlu.

Hayat yolunda saçmalayıp duran,ayağı ikide bir takılıp düşen yolculara merhaba;

Hızlı bir giriş ve kapanışla lafı uzatmayacağım.Yaşam ve ölüm çizgisinde travma geçiren insanoğluna umut tacirliği yapan beyin,ruh,ilişki uzmanlarının internet üzerinden ciddi rakamlarda müşterileri oluştu.Eskiden cinci,büyücü,muskacı hocalar devri vardı.Derdi olan onlara giderdi.Muskalar yazdırılır takılır,okunmuş sular,şekerler içilir üstünede büyük paralar verilirdi.Ama yeni akım başka...çakra temizliği,reiki ile bolluk bereket,kuantum düşünce ile geleceği yaratma,bilinçaltına hipnoz ile müdahale ve çekim yasasını çalıştırma,olumlama telkinleri ile dna nızı değiştirme,3 adımda geleceği yaratmak,anasının gözü,ebesinin şeyi..

Bizim mahalledeki cinci hoca tanımı değişerek;Kişisel gelişim ve kuantum varoluş sistemi uzmanı oldu.Amerikadan sertifikalı,hindistan eğitimli,rusyadan şeyli...diye gidiyor.Arama motorlarında bakarsanız medyumlar bile çakradan bahseder oldular.Kibarlaşan cinciler kuantumcu oldular.Hepsinin sattığı şey ise aynı:UMUT.

Ofislerinde yada internet üzerinden yapacakları yardım için büyük paralar alıyorlar.Eğitim adını verdikleri toplu showlarında (ben show diyorum) güzel paralar kazanıyorlar.Sonuç ise koca bir sıfır.Kimseye bir yardım ettikleri falan yok.Hepsi ışıktan,tanrı olduğumuzdan ve herşeyi istersek yaratacağımızdan bahsedip duruyorlar.Burayı büyük harfle yazacağım buna dikkat edin;SAVUNDUKLARI VE EMPOZE ETMEYE ÇALIŞTIKLARI EN ÇARPICI KONU İSE,BAŞIMIZA GELEN HERŞEYİ BİZİM YARATTIĞIMIZDIR.Bunu özellikle dikte etmeye çalışırlar.Bu çok tehlikelidir.Tecavüze uğramışsınızdır bunu siz yapmışsınızdır,çocuğunuzu bir manyak kaçırıp öldürmüştür bunu siz yapmışsınızdır,ortağınız ağzınıza sıçıp sizi batırıp dünya borçla ortada bırakmıştır,bunu siz yapmışsınızdır,sevgiliniz sizi en yakın arkadaşınızla aldatıp gitmiştir,bunu siz yapmışsınızdır,insanlar açlık çekiyor,çocuklar öldürülüyor bunu yine siz yapmışsınızdır gibi...Amaç sizi tepkisiz kılmak.Olana bitene,haksızlığa,adaletsizliğe,çarpıklığa tepkisiz kalmanızı sağlamaktır.

Bu bir hipnozdur.Dalga dalga yayılan,gittikçe güçlenen bir tehlikedir.

İnanın cinci hocalar yanlarında masum kalıyorlar.Size yapılanı görün.Bu lucifer tabanlı kişisel gelişim olayından kesinlikle uzak durun.Doğaya çıkın,yürüyün,eskiden yaptıklarınızı yapın.Ama bu yeni çağ öğretilerinden kaçın.

Lafı uzatmayacağımı söylemiştim.Şimdilik yeter.Farkındalık ve sevgiyle kalın.Diye de bitirebilirdim.Yaw bu nasıl bir cümledir.Hele sonuna eklenen Aşkla... vardır ki birde onun aşkla kal,namaste versiyonu vardır akıllara zarardır.Hepsi ışıkçıların lisanıdır,gereksizdir.

10 Şubat 2013 Pazar

İrtifa Kaybeden Ruhlar

Hemen yükselin.Cesaretle gidin hüzünlerinizin üstüne.Agresif olun.Yukarı..yukarı..hadi daha çok yukarı.Süzülün hayatınızın üstünde.Hırçın olun biraz...Uyuşmuş,sahte gülücüklerden vazgeçin.Gülümsemeniz gerçekten istediğiniz için olsun dudaklarınızda..

Kanmayın şu hipnozcu ışık,sevgi,zoraki pozitif oldurtmaya çalışan kendini uzman sananlara.Acı çekiyorsanız zorlamayın,bırakın acıyı sizi ezsin birazdan gidecek zaten.O sadece geçerken uğramışlardan.

Biraz daha yukarı..yükselinnn!!! Tüm yaşanmışlıklara,yaşanacaklara karşı kendiniz gibi olun.Hangi duygular içindeyseniz onlarıda alıp yükselin.Ağlamak istiyorsanız ağlayın.Küfür etmek istiyorsanız edin.Salın tüm duygularınızı.Koyverin gitsin!

Siz siz olun pozitif düşüneceksiniz diye gerçek duygularınızı bastırmayın.Sizi dibe çeker,süründürür.Öfkelenin.Sizi ele geçirmesine izin vermeden her duyguyu hissetiğiniz an dibine kadar yaşayın.Veeee bırakın.




Yüksek irtifalarda ruhunuzu özgürlüğe boğun.Ben sevgiyim diyip içinizden intihar etmek isteyeceğinize bağırarak ağlayın.Yükseleceksiniz...

İyi pazarlar.



9 Şubat 2013 Cumartesi

Kişisel Gelişim Palavraları 3

Nedir bu çektiğimiz ruh,evren,kader uzmanı kesilen hıyarlardan?

Selam yolcular..yolunuz her nereye gidiyorsa açık olsun.

Hani en son subliminal mesajlar içeren telkinlerde kalmıştık.Hani şu bilinçaltımızı temizleyecek ve çekim yasasını çatır çatır işletecek telkin cd leri demiştik.İşte oradan devammmm.

Subliminal mesaj yani;görsel yada işitsel olarak sadece bilinçaltının anlayabildiği gizli mesajlardır.Misal bir müziğin içine yerleştirilen subliminal mesajlarla bilinçaltınıza çalışılır.Tek şartı güya olumlu cümleler içermesiymiş falan filan.Korku,kendini affetme,geçmişi affetme,ego güçlendirme gibi çeşitleri vardır.Çeşit çeşit seç beğen al.Yazar olma cd si bile gördüm ben.Buda reiki gibi almış başını gitmiştir.Bir akıllara zarar örnek daha; bolluk bereketi kendine çekme cd si.Zartttt mı desem zortmuuu..Bilemedim.


Uykuda dinlenen çeşitleri varsa da gün içinde 8 saat dinlenmesi yeterli denmiştir.Ama 21 gün mutlaka geçmeli,birden çok sorunumuz varsa ortaya karışık misali,telkinlerden bir demet yapıp daha sonra dinleyebilirmişiz.Bunun birde görsel programları vardır ki ona girersem çıkamam şimdi.Ama zırvalığın en gelişmiş halidir diyeyim sadece siz anlayın.Biz dönelim cd lere...Şırıl şırıl akan sular,kuş cıvıltıları yada başka herhangi bir denyo müziğin içine yerleştirilmiş hali ile ücretsiz denemelik telkin cd leri vardır.Ücretlileri ise kişiye özel olarakta yapılmaktadır.Bak sen...ne güzel.



Telefonda yada msn de sizinle görüşüp nasıl bir manyak olduğunuzu öğrendikten sonra telkin cd leriniz kredi kartınızla yaptığınız ödeme ile kapınıza geliyormuş.Ben o kadar ileri gitmedim ama ücretsiz olanlarını indirip denedim.Doğa,kuş sesleri evimde yankılanıyordu.Mide bulantısı,baş ağrısı,huzursuzluk gibi yan etkileri var diye uyarıları vardı.Bizim kişisel gelişimci güruhla durumumuzu paslaşıyorduk.Telefonuna yükleyip işe giderken dinleyenler,uyurken dinlemeyi tercih edenler,kaldırım mühendisi olup,evde benim gibi takılanlar pc de tüm gün,doğa sesleri eşliğinde telkin dinliyorduk.Güruhta yan etki olmadı.Ama içimizden bu ne lan,21 gün nasıl çekcez bunu sesleri yükseliyordu.21 gün çilesini cidden tamamlayanlar oldu.Suçluluk duygusu telkini dinleyip geçmişe çizgi çeken çekeneydi.Çok umutluyduk.Bu telkinler bilinçaltımızın anasını ağlatacaktı.Şu evrene siparişlerimiz bir bir gerçekleşecekti.Mesaj içeriklerinden birer örnekte kondurayım şuraya;
--Sevgi koşulsuzdur.Ben sevgiyim.
--Ya doğruyu yapıyorum ya da öğreniyorum.
--Zihnimin olağanüstü iyleştirici gücü beni daima sağlıklı,genç ve zinde yapıyor.
--Hedeflerim bir bir bana doğru geliyor.Gerçekleşiyor.Görüyorum.

Ve allahım ben sana geliyorum.Buda benim cümlem.

Bizim güruh aslında zekiydi.Kim hıyarım dese tuz alıp koşsakta dönen dümeni gördükmü açıyorduk çenemizi.Kapatana aşkolsun.Birimiz dedi ki;yahu dinlediğimiz telkinin içeriğini bilmiyoruz.Ya bilinçaltımızı kötü etkileyecek şeylerse? Sesler gittikçe arttı.Mesajlar tavan yaptı.Hemennnn telkin içerikleri ilgili cd lerin yanında yer aldı.Bunu aştık.Ama bir sorun daha vardı.Hala kulağımızın duymadığı bir şeyi dinliyorduk.Telkin içeriğinden emin olamazdık.Hopppp telkini müzikten ayıran program linkleri havada uçuştu.Bunuda hallettik.Ama dedilerki bu bilinçaltı uzmanları(!) her cd dinlenilmez bizim cd lerimiz falanca teknikle okunuyor.Bilinçaltının bilmem hangi katına girip,direncini kırıp şey ediyor dediler.Her cd ile adam olamazsınız lan dediler.

Zaten beynimiz mikilmiş kuş sesinden,arı vızırtısından şelale gürlemesinden üstüne birde bu açıklama getirilince işin yine paraya doğru gittiğini görmek zor değildi.Kişiye özel cd ve moneyyyyyyyyyyyy meselesi.Tamamen duygusal yani.Gidip elektro şok yaptırırım beynime hepimiz kurtuluruz.Bu ne yaw.

Peki etkilimi? Peki telkin cd leri ile fobilerden kurtulmak,daha olumlu olmak,geçmişe siktiri çekmek mümkünmü? Yada dil öğrenmek? Kesinlikle hayır!!! Bunların hepsi para tuzağı.Ruh simsarı bunlar.Acı simsarı,umut tüccarı.Ben dahil etrafımda kişisel gelişim uğrunda bu yöntemi tecrübe eden bir çok kişi vaktini boşa harcamıştır.Üstelik bu subliminal denilen tekniğin bilincimize verdiği zararlarıda tam olarak bilemiyoruz.Tüm bu safsatalar secret denilen kitabın uzantısıdır.Çekim yasasını yutturamayanlar bilinçaltı temizliği teknikleri ile işi ticarete dökmüştür.

Bilinçaltı telkinlerin amacı bilincin alt katmanlarına girip başka düşünceleri TOHUMLAMAK sa biz neden bunu kendimiz yapmıyoruz?
Kalbimize vicdan ekelim,karşılıksız birilerine iylik yapalım.İnanın insanın kirini arındıran şeyler bunlar.Değil bilinçaltı tüm hücrelerimize nüfuz edecek güçteler.Geçmişi unutmaya çalışmak yerine hayatımızın dipnotu olarak görmeyi deneyelim.Geçmiş bize notlar düşer...ama acı ama mutlu.Yürüdüğün yollarsın,yürüyeceğin değil.Geçmiş olmasa o acılar olmasa ne halt olacaktın ha?
Dibine kadar yaşayalım hayatı lan!!! Bak nasıl çalışıyor çekim yasası gör o zaman!

Bir sonraki kişisel gelişim palavraları yazı dizimde;sedona zımbırtısı tekniği,geleceği yaratmak şizofrenisi,kuantum ışığı şeysi ve en önemlisi esma enerjisine uyumlanma trajedisini daha doğrusu bir çok tekniği toptan ele alacağım.

Hadi dağılalım.


8 Şubat 2013 Cuma

Kişisel gelişim palavraları 2


Selam yolcular;

Direk konuya gireceğim.Geçen gün görmemişin bir bloğu olmuş modunda sayfanın heryerini kurcalamayı abarttığım için asıl konumdan uzaklaşmıştım.Ama başlıyorummm.Kemerlerinizi bağlayın,sigaranızı yakın,içeceğinizi yanınıza alın.

2008 yılında bunalım içindeyken kişisel gelişim teknikleri ve bu konu üzerinden hizmet veren internet siteleri  ile tanıştım.İlk ve en önemli furya secret adlı kitaptı biliyorsunuz.Bir çok insan gibi bende o kitapta anlatılan '' çekim yasası '' olayına kendimi kaptırmıştım.Yeni bir bilgiydi ve heyecan vericiydi.Kitabı alıp okudum,cd sinide on kere falan izledim.Şu meşhur ölmüş bilimadamlarının bir masada oturmuş sırrı saklar halde gösterildikleri sahnede ağlamak üzereydim.Vay anasını  nasılda saklamışlar bizden şerefsizler...falan diye baya bir sinir yaptım.Madem istediğimiz herşeyi evrene sipariş edebiliyormuşuz nedir bu çektiğimiz yaw diyip hırslandım.Herkes gibi...Ortalık gırla evrene sipariş,çekim katalogları (hani şu ünlü istediğin şeylerin resmini kes,bir panoya yapıştır olayı) ile doluydu.Girdiğim her kişisel gelişim forumunda çekim yasası grupları,sohbet odaları,teknikleri diye bölümler vardı.Hayallerini almak isteyen kalbi kırık insanoğlunun gözleri parlıyordu.Seksmi secret mı desen sıkrıttttttttttttttttttttt ulannn diye bağıracakları yüzde yüz olan kişilerdi bunlar.Ama acı son yakındı....

Kimse hiçbirşeyi çekemiyordu.Ne giden sevgilisi geliyordu,ne son model araba nede bankada bol sıfırlı hesapları oluyordu.Sağlıklarının düzelmesini isteyenler  gibi zayıflamak isteyen insanlarda ellerinde secret kitabı ile kalakalmışlardı.Zaten kitap bir şey anlatmıyordu ki.İstediğiniz herşeyi isteyin size gelsin diyor başkada bi bok demiyor.Nasıl gelecek_ nasıl çekecemmmmm diye bağrınarak kalıyorsun.Bir şey yanlıştı...Kendimi hiç söylemiyorum.O bilimadamlarının sülalesine düz gittim o kadar söyliyeyim.Tam bu sıradaaaaa çekim yasasının gerçekleşebilmesi için bilinçaltı kalıplarımızın temizlenmesi gerektiği ortaya atıldı.Allahhhhh bir sevinç bir umut..peki nasıl temizleyeceğiz???

Yine elinde şekeri yere düşmüş çocuklar gibi bakıyordum,bakıyorduk daha doğrusu.Bir güruhla birlikte takip ediyordum bu gelişmeleri.Yazımın bundan sonrasında çoğul eki kullanacağım haberiniz ola.....

Kabus gibi hayatımızdan sorumlu tutulan bilinçaltımızı temizlemek için bize ''EFT'' yapın dediler.Tekniğini öğretmek istediler.Eft bankada hesaptan para aktarmadır bildiğimiz.Ama bu başka bir eft dir..sizin duygusal negatif bilinçaltı birikimlerinizi,vücudunuzdaki meridyenlerden parmak darbesi ile temizleyen bir tekniktir.Ama bu işin olmazsa olmazı İNANMAKTIR dediler.Eft için çok daha ayrıntılı bilgiyi google a yazarak alın lütfen.Ben uğraşamıyacağım zaten gereksizinde gereksizi bir teknik! Eeee? parmaklarımızı bedenimizdeki meridyenlere vurduk ve vururken dedik ki --kendimi affediyorum--,--kendimi onaylıyorum hemde tümüyle öyle yamalak değil tümden--,--kendimi seviyorum--dedik.O parmaklar vurdu,diller söyledi.Defalarca ve defelarca...parmakladık durduk kendimizi.Sonuç yine yok! Sabah yine aynı kalaslıkla ve ''lanet olsun,yine sabah oldu'' diyerek uyandık.Niye böyle oldu dedik.Siz bu işin felsefesini anlamamışsınız dediler.Nerede,nasıl anlayabiliriz dedik? Ofisimde bilmem kaç liraya gel anlatayım dediler.Hııııı dedik.Şimdi anladıkkkkkk!!!

Biz sırrı aramaya devam ettik.Birileri çıkıp dediki ''REİKİ'' size yardım edecek.Japon bir herif  dr. Mikao Usui nin insanoğluna armağanıymış reiki tekniği.Bu tekniktede reikiye uyumlanan birisi sizide uyumluyor.Şifa enerjisi denilen bu reikiyi başlıyosun ellerin aracılığı ile akıtmaya...başın ağrıyo koyuyosun elini falan..birde sembolleri var ve sembollerinde ezberlenmesi zor isimleri var.Hon-sha-ze-sho-nen bir örnek mesela...kalbini,bedenini reikiye açıp bu sembol isimlerini söyleyip şifa veriyosun kendine yada bir başkasına...Zaten bi süre sonra psikopata bağlayıp bozulan modemine reiki vereni bile görüyosun orada allahım sana geliyorum diyip aşıyosun zaten.Bir süre budistler gibi davranıp her halta reiki verdikten sonra hayatında hiç bir şeyin değişmediğini görüp yine aynı soruyu soruyorsun.Ve aldığın cevap yine aynı.Ver ikiyüz kağıt öğreteyim sana.Bedavaya olmaz bu iş! Bazen o parayıda veriyorsun,öğreniyosun yine olmuyor be kardeşim.Buda zırt çıktı,olmuyoooo.Çekim yasası hala işlemiyor.


Biz hala yollardayız.Koymuşuz bir kere başımızı bu yola.Bulacaz sırrı.Biri öyle şeyler söylüyor ki biz tamam lan bu sefer olacak diyoruz.Hipnoz! Evet..evet..geçmiş yaşam diyor,reenkarnasyon diyor.Geçmiş yaşamdaki hayatımız yüzünden biz ve bilinçaltımız bu hayatımızda boka sarmışız.Doğru diyor bu adam.Önceki hayatımda katilsem bu hayatta sürünüyom ben.Ya da cinayete kurban gitmişsem bu hayatımda depresyonda geziyom.Evettttt bu iş tamam.Hadiiii hipnoza beyler,bayanlar.Kimimiz baron,barones,kraliçe vs. olduğumuzu öğreniyoruz önceki hayatımızda.Yüzümüzde angutumsu gururlu bir gülümseme eşliğinde --biliyordum,hissediyordum zaten neden bu hayatıma uyum sağlayamadığımı diyip mağrur bakışlar atıyoruz etrafımıza.Neymiş bir önceki hayatımızda bilmem hangi ülkenin kontuymuşuz..vay anam vay.Eğitmen,hipnozda önceden ne halt olduğumuzu bulduktan sonra yine kendimizi affetmemizi falan söylüyor.Geçmişin bittiğini öğütlüyor.Salya sümük ağlayarak uyanıyor bazımız hipnozdan.Perma perişan eve dönüyoruz.Aradan zaman geçiyor çekim yasasını becermeyi bırak bu hayatımızı neden seçmişiz soruları ile iyice depresyona giriyoruz.Sürüm sürüm sürünüyoruz.Hipnozun gelmişini geçmişini diyip..............................!




Yılmadık.Devam.Bir söylenti dolaşıyor.Bizim güruhtan birisi titreyerek mesaj atıyor.Telkin diyor.Subliminal mesajlar diyor.Günde 8 saat dinlenilen cd ler var,bilinçaltını temizliyormuş diyor.Titriyorum bende...Çekim yasası bu sefer işleyecekmi ne?





Devam edecek.

5 Şubat 2013 Salı

Ruhumuzu da alıp gidelim buralardan...

Bir yer olsa...bedenini bırakıp çıkıp gidebildiğin.

Biletimiz özgürlük olsa.Ölümden ayrı bizim seçtiğimiz bir yolculuk olsa..Ruhumuzu alıp gittiğimiz.

Kanatlansak...maviye karışsak.

Hiç doğmamış gibi,hiç bilmemiş gibi,hiç incinmemiş gibi.

Sadece gitsek buralardan.





Dünya müzik endüstrisinin içine ne kaçtı?

Her dilde merhaba yolcular;

Kişisel gelişimdeki paragöz,savundukları iyilik hallerinden oldukça uzak sözde rehberleri ve öğretilerini ele aldığım yazımı erteleyip canımı sıkan bir diğer konuya değineceğim.

Ne oldu bu müzik piyasasına? Bizi heyecandan titreten,son klibini yada çıkaracağı şarkıyı,albümü iple çektiğimiz,konserlerinde bayılacak gibi olduğumuz sanatçılara ne oldu yaw? Nerede sisteme,politikaya,toplumsal çarpıklıklara gönderme yapan,hayatın zehrine biraz olsun katlanmamızı sağlayan şarkılar,şarkıcılar,gruplar NEREDE? Adam gibi bir aşk şarkısı bile yok lan.Şöyle içimizi yakacak,kavuracak şarkılar...Radyoların bile tadı yok.Elektronik zırvalık,teneke müziği dönüp duruyor tüm gün.

Piyasadaki sağlam müzisyenlerin bir çoğu yaşlandı,öldü,emekli oldu falan ama bu yeni jenerasyonun hali nedir? Hiçmi ruhundan müzik yapan yetişmiyor bu jenerasyonda? Elini apış arasına götüren,kıçını açan,eşcinsel mesajlar veren üstüne birde şu dallama illüminati mesajları içeren hareketleri çeken rahatlıkla müzik sanatçısı oluyor günümüzde.Tüm yatırım bu hıyarlara yapılıyor.Eskilerden,hala ortalıklarda dolaşan bir madonna var.Oda bıkmadı sahnede masturbasyon yapmaktan.Yani bir senin şeyin var dimi madonna?Sen onu göstermesen bu dünyada kimse özgür seks yapamaz zaten.Sen devrim yaptın dimi gerizekalı? Zaten madonnada kabala öğretisi ile yeni çağa ayak uydurmuş durumda.Sevmiyorum artık seni.



Ve gözümüze gözümüze sokulan diğerleri;

Rihanna nın kadınlarla sevişmesinden,şu meşhur üçgen sembollerinden,mason göndermeler ile dolu kliplerinden bıktım usandım.Lady gaga zaten kendini aşmış beyinsiz bir kukla.Tek göz hareketleri,yine rihanna gibi gaganında bir şeyler anlatmak isteyen mesaj dolu luciferi öven kliplerinden midem bulanıyor.Ama ödülleri götürüyorlar o ayrı.(Zaten ödül veren oluşumlarda bir şekilde bu luciferci kafalara hizmet ediyor.)Peki Jay z nedir? Allah aşkına o adamın müzik endüstrisine katkısı ne,ne yapıyor? Peki beyonce? Her 10 zenciden 5 i zaten ses açısından güzel gırtlaklara sahipler.Çünkü böyle doğuyorlar.Genetik.Nedir beyonce nin bu abartılı şöhreti? Ondan daha göz alıcı olanlar ve iyi sese sahip olanlara yokmuş gibi davranılıyor.Neden? Çünkü üçgen işareti yapıp,tek gözünü kapatıp yine lucifer mesajlar veriyor.O üçgen size girsin.



Ve seks! Dünya üzerinde kimse seks yapmıyormuş gibi youtube da dönen kliplerinde bol bol göt izliyoruz.Maroon 5 bunlardan bir tanesi.Hepsi hipnoz yemiş gibi yada aynı fabrika üretimi birer robot gibi aynı hareketleri yapıp duruyorlar.Çarpık ilişkiler özellikle üstüne bastırılarak veriliyor bu kliplerde...Sayelerinde insan seksten soğuyor.Aklıma gelmişken Shakira diyeceğim.Bu kadın ilk parladığında kendine özgü bir tarzı vardı ve etkileyiciydi.Ne zaman amerikaya açıldı manyaklaştı.Gaganın yumuşatılmış hali ve bir seks objesi oldu.Her yol üçgene,göze ve sekse gidiyor.İlginç.

İzlenme,beğeni istatistiklerine bakıldığında dünya onları seviyor.Hadi ordan!!! Bunu nasıl beceriyorlar bilmiyorum ama bu beğeni oranlarınında aldatıcı olduğunu düşünüyorum.Hadi justin biber i takip eden çoluk çocuk neyse olabilir.Yetişme çağında bir damacanaya bile hayranlık besleyebiliyor insan.İlerde ben ne yapmışım yaaaa diyecekler.Ama atlatırlar.Tabi bilinçaltı mesajları ile beyinleri ciddi hasar almamışsa.Şanslılarsa.

Ülkemde bile tencere,tava,tas müziği rüzgarları esiyor.Albüm kapaklarında bir şekilde üçgene gönderme yapanlar var.Ülkemin ünlü bozuntularının bu tek göz olayına kendini kaptırması ayrı bir vaka zaten.Amerika bokunu alıp yüzüne sürse bunlarda sürecek.Vahimsiniz.



Ortada kalmış,sıkışmış,herşeyin tüketildiği bir çağın çocuklarıyız.Eskilerle ve yenilerden biraz ruhunu müziğe katanlarla idare ediyoruz.Bu çoğul ekini benim gibi düşünenler ve hissedenler için kullandım.Diğerlerinin canı cehenneme.Teneke ruhlular sizi...Üçgeninizide alın s..tirin gidin.Horusun gözü size girsin!

Ben buram buram isyan kokan,aşk kokan,hasret kokan deli divane şarkı söyleyen eski müzisyenleri özledim.

4 Şubat 2013 Pazartesi

Nasıl bir yaratımsın sennnn

Kullanıcı adı alırken puffer yazıpta alamadığımsın.İsim politikasına uyduramadığımsın.Aşkımsın.
Seviyom lan seni.

Ben bu yaratığa hayranım.Zehirli ama çok güzel.Tıpkı hayat gibi.

3 Şubat 2013 Pazar

Kişisel gelişim palavraları

İlk yazım.İlk bloğum.Çok doluyum lan.Yazmak belki iyi gelir dedim.Bir saat kullanıcı adı için uğraştım( her boku almış millet.Özellikle mitolojiden kullanıcı ismi kalmamış.Bilmem ne kapısını bekleyen melek bile alınmış yaw.Nedir bu mitolojik kullanıcı adı manyaklığı?) Türkçe bir ad alayım dedim burnumdan geldi.O konuya girmek dahi istemiyorum. Neyse...sonra bir saat temayla uğraştım.Ücretsiz olan tüm temaları denedim.Baya bir mutlu oldum.İki kupa kahve içtim.Sigaranın birini yaktım birini söndürdüm.Dört tane kremalı bisküvi yedim.Veeeee yazacağım konudan uzaklaştıkça uzaklaştım.Halbuki bloğu oluştururken kendimi en iyi blog ödülü alırken bile hayal etmiştim.Arızayım biliyorum.

Ama yılmam ben..bilirim kendimi.İlla bir bloğum olacak.Olacak ulan!

Başlığımı attım.Kişisel gelişim yolundaki handikaplardan,düzenbazlardan bahsedeceğim.Belki bu yazıda değil ama bahsedeceğim göreceksiniz.Uykum geliyor.Ama size şunu söyleyeyim derhal elinizdeki tüm kişisel gelişim kitaplarını atın.Hemen şimdi! olmasada...yapın bunu:)

Secret la başlayan hoppoonno mudur nedir yazamadımda devam eden ve kabus gibi büyüyen kişisel gelişim cehenneminde debelenen birisi olarak sizin gözünüzü açacağım.Nefes workshopuna bile gittim.Bu workshop da ne haltsa artık.Her bokun sonuna wörkkkşoppp diyince sanki başımız göğe eriyor.Eğitim de,atölye de...de işte bişi.Ama kendi dilinden de.Uykum var.Ve nefes seansında ağzım gözüm yamulmuş halde --kendimi affediyorum--bile dedim.Ya ben neden kendimi affedeyim.Kimsenin canına kastetmedim,banka soymadım ki soysamda niye affedeyimki (kapitalizme sıçayım.Sistem bizi soyuyorken iyi dimi? Bu ayrı bir yazı konusu.) sonracığıma kimseye iftira atmadım,kimseyi ekmeğinden etmedim,kimsenin sevgilisini elinden almadım,kimseyi incitmedim lan ben.Neyi affediyorum? Efendim;çocukluğunuzdan gelen travmatik olayların şeysinin bilinçaltınıza nüfuz eden şeyini affediyorsunuz.Yalannnnnnn! Yok böyle bir şey.Başarı,sağlık,para ve aşk.Bu dört şey için didinen insanoğluna her türlü dümen ile dört takla attıran,amuda kaldıran  kişisel gelişimcilere orta parmağımı kaldırıyorum.(Tabiki işini gerçek anlamda insan gibi iyi niyetle yapanları tenzih ediyorum.Parmak falan ayıp...Örnek; bilimsel ve tutarlı yöntemlerle insanlara ruhsal açıdan hizmet eden kişi ve kuruluşları.)

Bu yazı burada bitmedi.Daha yeni başladı.Konuşacak çok şey var.İpliği pazara çıkarılacak teknikler var.











Uyanın...bir dost.